11. BÖLÜM: ŞAFAK VE KARANLIK

445 42 4
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? Seviliyorsunuz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? Seviliyorsunuz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bu zamana kadarki tüm avlarım kolay lokmaydı. Plan yap, öldür. Sonra yeni bir görev al ve yine aynısını yap. Gözünü kırpmadan karşındakinin celladı ol. En korkunç cinayetler, en riskli kumarlarda hayatta kalmıştım. Ama bu seferki kumarım tehlikeliydi. Sanki bir rus ruletinin ortasındaydım. Plansız, bilinmez ve öngörülemezdi önümdeki yollar. Her an işler tersine dönüp namlu benim alnıma dayanabilirdi. Tetik çekilir, işim biter, Albora ölür ve perde kapanırdı.

Sigaramdan derin bir nefes çektiğimde yırtıcı mavilerimi karşımdaki adamlara diktim. Kaos ve Vera oturmuş saldırı hakkındaki detayları tartışıyorlardı. Kabul ilk duyduğumda şoka uğramıştım. Ama düşününce asıl hedefin Koral değil de ben olmam mantıklıydı. Adam komadaydı ve uyanması imkansız denecek düzeydeydi. Ama ben bir tehdittim. Her zamanki gibi. Beni nasıl öğrendikleri ise muammaydı. Kraliçe ve kızı beni cadı olduğum için sarayda bulunduğumu düşünüyordu.

Sigaramı küllüğe bastırarak söndürdüm. Ayağa kalkıp kıvırarak karşı karşıya oturmuş adamların yanına yürüdüm. Topuklularımın güçlü sesini duyan Kaos başını bana çevirmişti. "Ben gidiyorum."

Vera derin bir nefes alarak yüzünü buruşturdu. "Galiba az önce dediklerimi duymadın manyak kadın. Senin peşindeler. Ölürsen işimize yaramazsın." Tek kaşımı kaldırarak fırsat buldukça bana sataşan kumral adama baktım. Yavaşça yüzüne eğilip dudaklarımı araladım. "Ben senin işin değilim zaten, aptal adam. Siz, benim işimsiniz. Ayrıca..." Gözlerimi Kaos'un beni izleyen lacivert bakışlarına çevirdim. "Beyaz Kalp'e gitmiyorum. Kısa bir süreliğine geri döneceğim."

Kaos sırtını geri yaslayıp kafasını olumsuz anlamda salladı. "Büyük bir risk almış olursun Albora. Orada sana saldırmaları daha kolay olur." Benim için endiselenmiş miydi, yoksa rol mü yapıyordu emin değildim. Aslında haklıydı. Bu yaptığım daha tehlikeliydi. Eğer oraya da gelirlerse buradaki kadar kolay kurtulamazdım. Ama zaten şimdi gitmeyecektim. Öncesinde antikacıya uğrayıp bir şeyler öğrenmem gerekiyordu. Onlarla şimdilik yolları ayırıyordum. Muhtemelen yakın zamanda tekrardan görüşecektik.

"Orada bir hayatım var ve tüm bunlardan önce de vardı. Sen gelip işverenimle görüşünce tüm sorunlar çözülmedi Kaos." Göz devirip başını salladığında onu dinlemeyeceğimi kabullendiğini anlamıştım. Yana kıvrılmış dudaklarımla arkamı dönüp odadan çıktım. O peşimden gelmiş ve dışarıya kadar benimle birlikte yürümüştü. Korsanlar ve emrindeki haydutlar onu görünce şaşırmış ve selam vermişlerdi. Kaos'u görmek galiba şeytanı dünyada yürürken izlemek gibi bir şeydi onlar için. Bardan çıktığımızda güneş tepeden iniyordu. Ortalığı tatlı bir turuncu sarmış olsa da haydut bölgesi her zamanki gibi sisli ve karanlıktı.

Derin bir nefes alıp ona döndüm. Lacivertin en koyu tonu olan gözlerini bana çevirmiş, ilgiyle izliyordu. "Sana bir araç ayarlayayım." dedi bakışlarını çekmeden. "Querencia Up'a kadar bıraksın." Gülerek başımı iki yana salladım. "Kendim giderim, Kaos. Querencia Up'a haydut arabasıyla dönüp üzerimde olan bakışlara yenilerini ekleyemem." Alayla kaşlarını kaldırsa da bir şey demedi. Beyaz Kalp'in kıyafetleriyle haydut kralının arabasından inen bir katil, kulağa yeterince ben gibi geliyordu.

ALBORA (+18)Where stories live. Discover now