5.BÖLÜM: KLYSSİA

590 60 39
                                    

Gözlerimi kırpıştırarak kendime geldim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Gözlerimi kırpıştırarak kendime geldim. Sanki uzun bir uykudan yorgun uyanmış gibi hissediyordum. Yerimden kalkmadan, öylece uzanarak etrafa göz gezdirdim. Tek başıma, transa geçtiğim yerde oturuyordum. İhtiyar ya da Afet görünürde yoktu. Yavaşça vücudumu esneterek doğruldum. Ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Ağzımda hala diğer boyutta içtiğim şarabın tadı vardı. Oysaki yaşadıklarım gerçek gibi hissettirmiyordu. Sarı gözler, silahlı haydutlar ve birden bire yok olan kanlar mantığıma sığmayan şeylerdi. Dolapları karıştırarak bulduğum bardağa su doldurdum ve kafama diktim. 

Girdiğim trans pek de başarılı olmamıştı. Beyaz Kalp'e ulaşamadan Kaos'un adamları tarafından yakalanmıştım. Bu demek oluyor ki tekrardan transa geçmek zorunda kalacaktım. İki gün önceki boktan ama normal hayatıma geri dönmek istiyordum. Bu deli saçması durumlar içinde kaldığım her dakikada olmayan akıl sağlığım koşarak uzaklaşıyordu.

Bardağı tezgahın üzerinde bırakarak merdivenlere yöneldim. İlk basamağa adım attığımda sırtımda hissettiğim ağrıyla yüzümü buruşturdum. Anlaşılan orada yaşadığım her şey gerçek bir etki yaratıyordu. Merdivenleri bitirip çatı katındaki Afet'in odasına girdim. Yatağında uzanmış elindeki küçük kitabı okuyordu. Kapının açılmasıyla bana baktı ve hemen yerinden doğruldu. Ellerini kaldırıp bir şeyler söyledi. "Trans nasıl geçti? Adin'le ne konuştun?" 

Ona sert bir şekilde 'derdini sikeyim' bakışları attım. Beni o kapıdan geçirip boktan bir yere yollamışlardı ama Afet'in derdi Adin'in ne söylediğiydi. Gerçi gidiş amacım bu olunca sorması normaldi.

Üzerimdeki ceketi sıyırıp yere bıraktım. Yatağa oturup botlarımı da çıkarırken "İhtiyar nerede? O da gelsin. İki sefer anlatamam." dedim. Afet ayağa kalktı ve odanın ahşap kapısına üç kere vurduğunda ihtiyarın sesi duyuldu. "Geliyorum Afet." 

Yatağa yayıldım ve anlaşma şekillerini gülerek izledim. Gerçekten dışarıdan bakılsa karşımda büyükanne ve torunu tatlı, normal bir hayat sürüyor denilecek bir tablo vardı. Ancak o tabloyu dikkatli incelediğinizde gizlenmiş birçok sembol buluyordunuz. İnsanları tatlı bir rüyaya inandırıyorlardı. Aslında benim bir şey demeye hakkım yoktu. Ben insanları acı bir kabusla ödüllendiriyordum.

Gözlerim odaya giren, saçlarını iki yandan örmüş ihtiyarı bulduğunda gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Karnavaldayken saçlarının yarısını siyah bir tülle örtüyordu. Bu yüzden beyaz saçlarını görmek farklı gelmişti. 

Kahkaha atarken "Wednesday cosplay mi yapmaya çalıştın ihtiyar? Yaşın bunun için biraz fazla değil mi?" dedim. Göz devirdi ve beni umursamadı. Uzattığım ayaklarımı iterek kendine yer açıp oturdu. Ayaklarımı çekerken ona kötü kötü baktım. Artık cidden kendi evime gitmek istiyordum. Orada istediğim gibi iç çamaşırlarımla bile dolaşabiliyordum. Burada ise cadı kadınlar yüzünden iki gram gülmek resmen yasaktı.

ALBORA (+18)Where stories live. Discover now