Bölüm 35 - Uluslar arası.

5K 312 28
                                    

Merhaba arkadaşlar. Kavga dövüş başlayan hikayemizin sonlarına yaklaşıyoruz. Bu benim için çok zor olsa da bir şekilde onları da bir yola sokmak zorundayım. Şimdi okuyacağınız bölüm, finalden önceki son üç ya da dördüncü bölüm olacak. Herkese iyi okumalar dilerim.


Sevgilerle.



"Gizem! Bana sormadan neden anneme söz verdin ki?"


"Annen söz istemedi, ben davet ettim."


"Çok güzel! Harika! Ozan Esra'ya evlenme teklif edecek o gece. Beni pek bağlamaz ama sen bunu kaçıracaksın plancı cadı."


"Hayıııır!"


"Üzgünüm ama öyle. Neyse canım, sen de sevgili kaynananla girersin artık yeni yıla."


"Kereeem. Ama... Ama Ozan'da neden son ana bırakmış ki? İnsan önceden haber verir dimi ama?"


"Daha bir hafta var Gizem. Evlenmeyecekler, sadece teklif edecek. Aylarca planlanmasına gerek yok bence de."


Gizem keyifsizce yüzünü buruşturmakla yetindi. Kekin üzerine döktüğü kremanın şekli ya da tadı az önceki kadar umurunda değildi artık. Pastanın süslemesini yaparken, aklının her zerresinde Esra'nın en mutlu dakikalarına şahitlik edemeyeceği gerçeği barınıyordu.


Kerem genç kızın değişip duran yüz ifadelerini izleyerek tüketti saniyeleri. Gizem'in asıl niyetinin Selim'in ölümünden sonra iyiden iyiye yalnız kaldıklarını öğrendiği anne babasını mutlu etmek olduğunu biliyordu. Bu zaman çakışmasını bir şekilde düzeltebileceğini biliyordu ama Gizem kendisinden habersiz plan yaptığı için hemen rahatlamasını da istemiyordu. Biraz burnunun sürtülmesinde bir sakınca yoktu. Annesinin sonsuz anlayışına güvenerek kız arkadaşını bu çıkmazdan kurtarabileceğini umuyordu. Sonunda pastanın süslemesi de bittiğinde buzdolabındaki yerini almıştı.


Gizem banyoya girdiğinde, jakuziyi sıcacık suyla doldurup köpükler içinde mayışma hayalleri kurdu ama geç kalmak istemediği için vazgeçti. Hızla duş alıp giyindi. Omuzlarına değen saçlarını düzleştirip hafif bir makyajla renklendirdi yüzünü. Alt kata inip dolapta dinlendirdiği pastayı büyükçe bir servis tabağına alıp üzerini tabağın kapağıyla örttü. Bu sırada Kerem de duştan çıkıp giyinmişti. Birlikte yola çıktıklarında pasta ve satın aldığı diğer hediyeler arka koltuğa sıralanmışlardı. Kerem arabayı kullanırken Gizem tırnaklarına oje sürmekle meşguldü.


"Aşkım evden çıkmadan sürseydin daha iyi olmaz mıydı? Sarsıntıyla bulaşacak şimdi."


"Sen yoluna bak aşkım, bak bitti bile. Beş dakikaya kururlar."


"Zamandan tasarruf konusunda senden eğitim almalıyım sanırım."


Tırnaklarına üfleyen genç kız "Olabilir" dedi.


Arabayı park eden Kerem, genç kızın araçtan sadece pastayı alıp çıkmasıyla, hediye paketleriyle yalnız kalmıştı. Paketleri taşırken, çoktan kapıya varmış olan genç kızın, alışveriş sırasında kendisini kaybetmiş olduğunu düşündü. Zili çalıp açılmasını beklerken Aralık soğuğu içine işlemiş titriyordu genç kız. Besime hanım kapıyı açtığında yüzü içten bir gülümsemeyle aydınlandı.

Öyle sıkı sarıl ki...حيث تعيش القصص. اكتشف الآن