Bölüm 41- Güzelliğin mimarı

5K 344 36
                                    

Genç kız genç adamın kollarında, gecenin ayazında, doğum gününde, Paris'te, metrelerce yükseklikteyken o anın durmasını ve öylece kalmayı istedi. O anki mutluluğunu anlatacak kelimeleri bulamadığından, dudaklarından birkaç kelime dışında bir şey dökülmüyordu "Teşekkür ederim. Beni bu kadar çok sevebildiğin için teşekkür ederim."  

Üç genç adam Eyfel kulesine izinsizce astıkları pankartları aceleyle toparlarken Gizem sandalyeyi demirlerin yanına koymuş belki de son kez izlediği bu manzaranın tadını çıkarıyordu.

"Sevgilim... Artık gitmeliyiz." Rulo şekline getirdiği onlarca renkli pankartı kolunun altına iliştirmiş genç kıza sesleniyordu Kerem. Gizem sakince sandalyeden kalkarken son kez aşağıya baktı.

Genç adama dönüp baktığında ise her şeyi mükemmelleştirme konusunda onunla asla baş edemeyeceğini düşünüyordu. Kerem'e doğru hızlı adımlarla yürürken "Gidelim aşkım. Benim için buz tuttunuz hepiniz." Dedi. Dördü birlikte aşağı inmek için asansöre girdiklerinde genç kız Kerem'in arkadaşlarıyla hala tanışmadığını fark etti. "Beni iş birlikçilerinle tanıştırmayacak mısın?"

Kerem arkadaşlarına dönüp "Affedersiniz unuttum." Dedi. Gençleri eliyle işaret ederken "Haydar, burada yaşıyor. Fotoğrafçılık yapıyor, şimdilik bekar adayları değerlendiriyor. Bu da Ümit, Dünya'nın birçok ülkesinde yaşadığı için nerede ikamet ettiğinden şüpheliyim. Kendisi gazetecidir." Dedi. Gizem genç adamlarla tokalaşırken "Ben Gizem ve geçen yazdan beri Kerem'le uğraşıyorum." Dediğinde dördü de gülmeye başladılar.

***

Günün ışıkları yeryüzünü aydınlatalı çok zaman geçmişti ama sevgililer uykunun kollarından kopmayı başaramamışlardı. Taa ki telefon çalmaya başlayana kadar. Çalan Kerem'in telefonlarından biriydi ve arayan Gönül Özden idi. Genç adam ekrandaki ismi okuyunca hızla yatakta doğruldu. "Gizem uyan, Gizem annen arıyor." Genç kız yatakta doğrulurken telefonu eline aldı "Anne? Bir sorun mu var?"

"Her şey yolunda kuzum. Uyuyor muydun yoksa?"

Genç kız bir yandan gözünü ovalarken "Çok geç yattık biz. Uyuyordum annecim."

"Sen şuna doğum günüm olduğu için heyecandan uyku tutmadı desene."

"Anne... Unutmamışsın." Derken huzurlu bir tebessümle aydınlandı yüzü.

"Ben hiç unutmam ki, sen hatırlamazsın. Neyse... Paris gezisine götürerek en güzel hediyeyi Kerem verdi sana. Bana da doğum günün kutlu olsun güzel kızım demek kaldı."

"Canım annem. Teşekkür ederim. Ama Kerem bana burada bir hediye daha verdi... Kerem dün gece bana evlenme teklif etti."

Gönül Hanım bir süre sessiz kaldıktan sonra "Siz birbirinizden emin olduktan sonra, bize sizin için mutluluk dilemek düşer. Umarım çok mutlu olursunuz."derken sesinin tonu bozulmuş ağlamak üzere olduğunu ele veriyordu. Gizem "Hadi ama anne yapma. Bak bugün yirmi altı da bitti. Bu da almazsa beni yakında evde kalacağım." Dedi annesini güldürmek için.

Gönül hanım küçük bir kikirdemeyle yanıtladı kızının gevezeliğini "Tamam. Ağlamıyorum merak etme. Neyse ben sizi tutmayayım. Nice yaşlara yavrum, tekrar kutlarım."

"Teşekkür ederim annem."

Telefonu genç adama uzatırken annesinin buruk sevincini yakından görmüş kadar iyi hissedebiliyordu. Kerem genç kızın derin bakışlarının içindeki onlarca anlam yüklü duyguyu okuyabilirken sessiz kalmayı seçti. Hızla yataktan kalkıp banyoya girdi. Banyodan çıktığında hala yatağın içinde yuvarlanarak parmağındaki yüzüğü izlemekte olan genç kıza sordu "Bugün nereyi görmek istersiniz bayan doğum günü kızı?"

Öyle sıkı sarıl ki...Where stories live. Discover now