Bölüm 13- Kader ağlarını örecekte...

7.1K 383 17
                                    

Merhaba arkadaşlar, bu bölüm benim çok severek ve çok eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu. Yazdıktan sonra okurken kendimi dolu dizgin bir heyecanın içinde buldum. Tüm bu duygu karmaşasının içine girmeme sebep olan karakterlerimi yoktan var etmemi tek bir insan sağlamıştı. İster istemez o arkadaşımı anımsadım. O bana cesaret vermeseydi Kerem ve Gizem asla var olmayacaklardı. Onları var etmeme vesile olduğun için teşekkürler Merve Deniz. İyi ki varsın, İyi ki arkadaşımsın. Bu bölüm senin için.                                      

                                     14Temmuz2014

                Gizem iş yerinde, sıradan bir pazartesi sabahına başlamıştı. Sabah kahvaltı yapmadan geldiği için, bilgisayarının önünde bir poğaçası ve açık çayı vardı. Maillerine bakarken yüzünün şekli bozuldu. Holdingde satış bölümünde çalışan arkadaşı Uğur’un gönderdiği maili okuduğunda, okuduklarından hiç hoşlanmadı. Uğur’un eşi sabaha karşı erken doğum yapmıştı, Uğur şimdi eşinin ve bebeğinin yanında hastanedeydi. Bugün öğlen Uğur’un sorumluluğunda olan bir tanıtım gezisi vardı. O tanıtıma kendisinin yerine Gizem’in gitmesini istiyordu. Uğur gece yarısından sonra mail atmıştı Gizem’e. Telefonda açmış ama ulaşamamıştı. Bunları okuduktan sonra, telefon ahizesini kaldırıp dahili telefonu tuşladı Gizem. Şefini aradı ulaşamadı. Satış bölümünden bu tanıtıma gitmesini isteyeceği onlarca adam vardı ama Uğur, binaların çizimini Gizem yaptığı için sunumu da daha iyi yapacağına inandığını yazmıştı. Gizem bu bahanelerin ardındaki asıl sebebi bildiğini düşündü. Satıştaki arkadaşlarıyla yarış halindeydiler ve olurda bugün satışı onlar yaparsa Uğur’un puanı diğerlerinin çok gerisinde kalacaktı. Ama satışı Gizem yaparsa sorun değildi çünkü Gizem binanın mimarıydı zaten. Çok zekice taze baba ama ben bugüngidemem diye aklından geçirdi Gizem. Derken telefonu çaldı. Arayan bölüm şefiydi.

 “Günaydın Mehmet bey bende sizi arayacaktım”

 “Günaydın Gizem hanım Uğur’un mailini aldınız mı?”

 “Evet okudum, ama benim tüm gün sürecek kadar uzun çizimlerim var elimde. Gitmem mümkün değil.”

 “Uğur size çok güvendiğini ve gerekçelerini sıralamış bana, bence arkadaşınızı kıramayız.”

 “Gerçekten çok yoğunum.”

 “Gizem hanım yalnız olmayacaksınız zaten, siz bina mimarı olarak bugün orada bulunun, yarın sabah iki asistan göndericem size çizimlerde yardım etmeleri için.”

 “Tamam Mehmet Bey. Anladım, çaresiz ben gideceğim yani. Ama ben böyle bir sunum planlayarak gelmediğim için bir hayli bakımsızım. Eve gidip hazırlanayım o halde.” Dedi telefonu kapattı. Canı sıkılmıştı, emrivakileri sevmezdi ve kendi programı aksayacaktı. Esra’yı arayıp haber verdi ve sonra çaresiz kalktı yerinden. Uğur’un dolabından tanıtım dosyasını ve binanın anahtarlarını aldı. Şirketten çıktı, arabasına atlayıp evine gitti. Duş aldı, üzerini değiştirdi ve kuaföre gitti. Kısa saçlarına şekil verilip makyaj yapılırken dosyayı inceledi. Tekrar yola çıkıp tanıtım yapacağı siteye geldi. Güvenlikçiye geliş sebebini anlatıp, konuklar gelince kendisine haber vermesini istedi. Doğruca teşhir dairesine gitti. Bahçe teras olarak tasarladığı daireye girdiğinde, özenle temizlenmiş olduğunu fark etti. Tertemizdi ve de içerisi temizlik malzemesi değil çiçek kokuyordu. Teşhir dairesi olduğu için, ev eşyalıydı. Son derece modern seçimlerle döşenmiş olan evin odalarını birer birer gezdi Gizem. Mutfak, gri ve tonlarında dolaplarla döşenmişti. Altı kişilik bir yemek masası konmuştu ortaya. Çocuk odası sarı renkte sevimli numune mobilyalarla donatılmıştı. Yatak odası, balayı odası olacak kadar özenli ve süslüydü. Beyaz mobilyalar kullanılmış, yanında birkaç kırmızı detayla renklendirilmişti oda. Salonda gri metal bir TV ünitesi, mor ve tonlarında çizgileri olan krem rengi bir köşe takımı vardı. Salonun teras kapısına açılan bölümünde yemek masası ve yüksek bir servis sehpası bulunuyordu. Terasa açılan cam kapıyı açtı, yarı beton yarı toprak olan terasa çıktığında derin bir nefesle doldurdu ciğerlerini. Orman manzarasının yeşiline gözleri doyarken, burada yaşayacak olan kişilerin mutlu olmalarını diledi. Bu iyimserliğinin yanında, kendi çizdiği eve bakarken ona kimin sahip olacağını tuhaf bir kıskançlıkla merak ettiğini fark etti. Gizem kendi içinde derinlere dalmışken, dairenin telefonu çaldı. Kapıya gidip sabit dahili telefonu açtı. Güvenlikçi beklediği kişilerin geldiğini haber veriyordu. Konuklarını beklerken elindeki dosyaya son bir kez göz attı.

Öyle sıkı sarıl ki...Where stories live. Discover now