1.Bölüm

14.2K 489 124
                                    


"Tüm nedensizliklerin içinde bir neden ve tüm nedenlerin içinde bir nedensizlik vardı."

Son cümlesini okuduğum kitabın kapağını kapatarak başımı kaldırdım. Uçağın inişe geçeceğine dair anons yapılıyordu.

...

Havaalanının lavabosunda aynadan saçımı ve makyajımı düzeltiyordum.
Ufak valizimin kulpunu kavrayarak lavabodan çıktım. Her adım attığımda topuklu ayakkabılarımdan çıkan tok ses hoşuma gidiyordu.

Bireysel arkeolojik çalışmalar yapmama rağmen adana da bir ekiple beraber çalışacaktım. Bireysel İşte kazı yapmak için gereken izinleri almak daha uzun sürdüğü için bu teklif işime gelmişti. Onlarla çalıştığım sırada bana da izin çıkardı.

Beni karşıyalayan biri ile otele gidip eşyalarımı yerleştirdim. Akşam ekip ile yemek yiyeceğimiz için o vakte kadar uyuyabilirim.

...

Kurduğum alarmın çalmasıyla uyandım. O kadar gitmek istemiyorum ki yemeğe İnşallah iptal olur. İstemeye istemeye makyajımı yapıp üstüme siyah düz bir elbise giydim. Saat yedi olmuştu, yedide otelin önünde buluşalım diye sözleşmiştik.

Asansörle aşağı inip otelin önünde beni bekleyen 4 erkekten oluşan ekiple el sıkışıp tanıştım. Enerjiye önem veren bir insanım ve bunlarla iyi anlaşabileceğimi hiç sanmıyorum.

Araba ile restona girdik buranın en meşhur yeri olduğu için bir kaç gün önceden rezervasyon yaptırmışlar.
Karşımdaki iki kişi biftek söylerken ben ve geriye kalan iki kişi Adana kebab söyledik. Adana'ya gelip de kebab yerine biftek yiyen de ne bileyim yani..

Ortam sessizdi, ortam sessiz olduğu için gergin hissediyordum. Parmaklarımı masada takırdatarak etrafa izliyordum.

Siz ekip değil misiniz? Niye susup beni geriyorsunuz, sohbet etsenize.

"Lamia di değil mi?"
Karşımdaki orta yaşta olduğunu düşündüğüm adama döndüm

"Evet Lamia."

"Teklifimizi kabul edeceğinizi düşünmemiştik açıkcası, bir çok ekipten teklif aldığınız söyleniyor fakat kabul etmiyorsunuz, yanlış anlamayın beni fakat teklifimizi neden kabul ettiniz?"

Ekip çalışmaları genel itibari ile bana uymuyordu. Adımın arkeoloji alanında bu kadar duyulmasının sebebi Vania krallığına ait ilk kalıntıları bulmamdı.

Vania krallığı tüm ülkelerin tarih kitaplarında geçen, şuan ülkemizin refah seviyesine ulaşmasını sağlayan, çoğu uygarlıktan daha önce yeni çağa giren ülkemizin gururu; tüm bunlara rağmen krallığa ait kalıntıların bir şekilde yok olduğuna inanılıyordu. Her tarihi kitapta geçen o büyük Vaina krallığı sanki hiç var olmamış gibi, hiçbir iz hiç bir belge bulunamamıştı.

Tabii bu durum iki yıl öncesine kadardı. İki yıl önce Adana'da yaptığım kazı çalışmasında Vaina krallığına ait ilk bulguyu buldum. İçine mücevher saklanmış bir kutu. Yüz yıllar önce yapılmasına rağmen, şuan ki teknolojiye sahib olan biz bu kutunun sistemini anlayıp çözebilmek için bir buçuk ay uğraşmıştık.

Bu sebeple ki Vaina krallığına çağın ilerisindeki krallık deniyordu.

O kutunun ardından bölge taranmış ve birçok tarihi eser bulunmuştu. Hala da bölgede tarama yapılıyor, bu ekip ile de o bölgede çalışacaktım.

Bana kalsa o bölgede çalışmazdım. O bölgeden bir çok eser çıkartıldı ve çıkartılmaya devam ediyor fakat benim aradığım şey orada değildi.

"Ekiplerin çalışma şekli genel olarak bana uymuyor. Ben her zaman yeninin ve bilinmeyenin peşindeyim. Alaca bölgesinde ilk eseri ben buldum, fakat orada çalışmaya devam etmedim. "

"Evet bunun sebebini bilmiyoruz."

"Çünkü ben her zaman ilklerin peşindeyim. O bölgedeki ilk eseri buldum, şimdi başka bir şeyin peşindeyim."

"Bana Vania kütüphanesinin peşinde olduğunu söyleme."

Tarihteki ilk kütüphane olan Vaina kütüphanesinin peşindeydim. Bulacaktımda, bu zamana kadar peşinde olup bulamadığım hiçbir bulgu olmadı.

"Tam üstüne bastın."

Bana inanamayan gözlerle bakıyordu.

" Bu zamana kadar krallık hakkında bulduğumuz en büyük eser sadece vazoydu. Bir tapınsak, yerleşke, o bahsedilen büyüleyici büyüklükteki saray hiçbirine ulaşamadık."

Tek kaşımı kaldırarak cevap verdim
"Peki onu kimin sayesinde buldunuz?"

Sandığın ardından o büyük vazo parçalarını bulup birleştirilmesini sağlayan bendim. Daha sonra orada arıştarma yapmayı bıraktım, o bölgede şuan da bardak ve günlük küçük takılar çıkartıldı.

Tabağımdan son lokmamı alarak bana cevap vermemiş olan adamı es geçip ekip liderine döndüm.
"Yarın mı başlıyoruz?"

"Hayır, yarın istersen bölgeye geçersin ama izin belgesi akşama doğru elimize ulaşır. Biz de ertesi gün başlıyacağaz."

"İyi oldu, yarın başka bir işim var."

O kütüphaneyi bulacaktım.

"Neden ısrarla aynı bölgede çalışılıyor?"

"Siz nerede çalışmak istersiniz?"

"Karinde."

Karin garip bir şekilde pek kimsenin yaşamadığı bir semtti. Bildiğim kadarıyla bir kaç hane ve bir marketten başka bir şey yoktu orada.

Küçük bir semtte değildi, benim çıkardığım veri tabanına göre Vaina krallığının mutlaka oradan geçtiğiydi, hatta orada yaşama ihtimalleri bile vardı.

"Hadi ama veriler tarafından gösterilemeyen tek semt orası."

"Bu şehirdeki en verimli toprak orada, bu şehirdeki suyun olduğu; gölü olan tek semt orada. O dönemin şartlarında yaşam için iki unsur şart zaten, su ve tarım toprağı"

Ekip lideri gözlerini kısarak küçümseyici bir bakış attı bana.

"Veriler yalan söylemez."

"Gittiğim her bölgede işim bittikten sonra oraya doluşan sizken, düşüncelerimi küçümsemeniz ne garip."

...

Düşünceleriniz neler? Sizce kütüphaneyi bulabilecek mi?

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin