25.BÖLÜN

2.2K 198 57
                                    

yagmur_msln bu bölümü sana ithaf ediyorum.

Bu bölümü yazmaya başlarken tarih 7 Ocak bir şey deneyeceğim eğer ki olursa bu bölüm baya uzun olur ve hep o şekilde devam ederim.

Arkadaşlar okunma sayısı ve oy sayısı arasında dağlar kadar fark var. Bir dahaki bölüm hafta sonu gelecek fakat 300 oy sınırı koymak istiyorum. Beni de anlayın yıldıza basmak bu kadar zor olmamalı.

Keyifli okumalar!

...

İnsan garip varlıktı. Düşünceleri ile hareketleri ile duyguları ile...
Can yakan insandı, canı yanan insan.
Öldüren insandı, doğuran insan.
Ağlatan insandı, ağlayan insan.
Yakan ve yanan insan.

At arabasından atlarken çıkan gürültü ile yüzümü buruşturdum. Ben sessiz olmaya çalıyorum ama sanki bilerek daha çok ses çıkıyor. Bizi karşılayan askerler ile hızlar Sarıya döndüm.

"Sarı Prense geldiğim haberi gitmeyecek sustur insanları."

"İnsanları susturmak işe yaramayacak."

"Ne dedin?"

"Merak etme hiçbiri konuşmayacak."

Sessiz adımlarla saraya giderken çıkan hışırtılar ile dişlerimi sıktım.
Öncelikle güzelce dinlecek suratımı eski haline sokacaktım. Sonrada Aren'in yanına gidecek onunla konuşacaktım en son da kütüphaneye gidip araştırma yapacaktım. Bu zamanın en büyük en derin kütüphanesi yanı başımdaydı bunu daha iyi değerlendirmeliydim.

Koridorda ilerlerken yanımdan bana selam veren askerle durdum.
"Prens nerede?"

"Odasında efendim, kendisine haber ver-"

"Sakın! Döndüğümden haberi olmayacak."

Odadan içeri girip büyük aynadan yüzüme baktım. Askerlere seslenip büyük bir kapta buz kalıpları istedim.

"Size bana haber verin demedim mi?"

Aren! Aren geliyor! Hızla yatağa atlayıp sırtımı kapıya döndüm yorganı kafama kadar çekip nefesimi düzenlemeye başladım. Kapı açıldı içeri yavaş adımlarla Aren girdi. Sakın ol sakin ol. Sakın kıpırdama.

Yatak çöktü yanıma oturmuştu. Üstüme eğilmesi ile iyice kastım kendimi. Kahretsin! Yüzüm balon gibi beni böyle görmemeli.

"Lamia"

Fısıldayarak ismimi söylemesi gülme isteği uynadırdı fakat durdum.

"Lamia kalkman lazım, beni karşı krallığın prensesi ile evlendirecekler."

"Ne dedin sen!?"

Sinirle yorganı itip yüzüne baktığım prens söylediklerim doğru dermiş gibi başını aşağı yukarı salladı. Yüzüm nasıl bir hal almıştı bilmiyorum ama Aren kahkaha atmaya başlayınca kendime geldim.

Yalancı! Beni kandırmıştı. Yüzüm, yüzüm şiş. Hızla yorganı kafama örttüm.
"Git buradan. "

Gülüşleri azalan Aren yorganı çekmeye çalıştı izin vermedim.
"Hadi ama Lamia yüzünü seviyorum şiş olup olmaması önemli değil."

Sen, kim söyledi sana bu yüzden saklandığımı? Ah sarı ah.

"Kimse söylemedi. Aklından geçen cani planları bir kenara bırakda bana dön."

Aklımı mı okuyor bu?

"Hayır."

Yorgana iyice asılması ile bende daha çok tutundum ama ellerim acımıştı.
"Git başımdan Aren."

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin