31. BÖLÜM

1.5K 142 47
                                    

eazray1 bu bölümü sana ithaf ediyorum! Yorumlarını okurken sırıtmaktan yanaklarım ağrıdı.

Diğer cuma ya da cumartesi bölüm atacağım ama okunma sayısı ile oy verme sayısı çok uzak bu yüzden sınır bırakacağım.

Oy sınırı 200!

Keyifli okumalar!

...

Boynumun ıslanması ile geri çekilmeye çalıştım ama Aren izin vermedi. Vania krallığının prensi beni kaybetme korkusu  ile göz yaşı döküyordu. 

Bu düşünce gözlerimi doldurdu dudağımı ısırarak ağlamamaya çalıştım. Buraya geldiğimden beri aramızda adını koyamadığım garip bir bağ oluşmuştu. o mutlu olunca mutlu oluyor, o üzülünce üzülüyordum neydi bunun sebebi?

Bu düşüncelere ayıracak vaktim yoktu. Çözmem gereken çok büyük bir olay vardı.

-Saraydaki kızıl saçlı kadını bulmalıyım.

Nerden bulabilirim bilmiyorum ama en kolayı bu görünüyordu.

- Saraya bir baykuş getirmeliyim.

Armin bana bu topraklara giren baykuşların öldüğünü söyledi nasıl yapabilirim bilmiyorum.

- krala bir karanfil göstermem lazım.

Bu topraklarda karanfil bile yetişmiyor. Aren böyle bir şeye izin verir mi bilmiyorum.

- Ay ve güneşin anlamını çözmem lazım.

Ne olduğu hakkında en ufak bile bir fikrim yok.

Aren başını kaldırıp bana baktı. Gözleri daha çok kızarmıştı. Yanağındaki ıslaklığı silip kendimi gülümsemeye zorladım.

"Ben iyiyim."

"Yakışmıyor."

"Hım?"

Baş parmağı dudağım üstünde dolandı. "Bu sahte gülüş."

Parmağı hala dudağımda oyalanırken gözleri de ordaydı. Ortamın havası ağırlaşmıştı bir anda. Aynı anda bir birimize yaklaştık. Dudaklarımız birleşti ve bir süre bunun tadını çıkarmak istiyormuş gibi hareket etmedi. Alt dudağımı kavramasıyla ona karşılık vermeye başladım.

Benden ayrılırken dudaklarımızın çıkardığı o ses utanmamı sağladı. Isınan yanaklarım beni tastiklerken bakışlarının yanaklarımda kalması kızardığı anlamına geliyordu. Yanaklarımı sert bir şekilde sıktı, yüzümü geri çekip dik dik baktım.

"Acıttın."

Kahaka atmaya başladı ama istifimi bozmadım. "Öyle mi yapmışım?"

Gülümsemesi durdu ve bakışları ciddileşti. Neler olduğunu soracaktı, o kadar yorgunum ki şuan bundan bahsetmek istemiyorum. Yataktan aşağı indim.

"Önce kahvaltı edelim, sonra analtırım."

O da kalktı ve bu sefer bana öncelik tanımadan giyinme odasına ilerledi.
"Kahvaltı ederken anlatırsın."

Giyinmesini beklediklten sonra giyinme odasına girdim ve bulabildiğim en sade elbiseyi bulup üzerime geçirdim.

İçeri geçince hazır olan sofraya oturdum. Aren yemeğe başlamak için beni  bekliyordu.

"Bulut da gelsin."

"O kahvaltı etmiştir."

"Olsun."

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin