18. BÖLÜM

3.6K 271 30
                                    

Günlerden cumartesi saat 1.28 bugün bir olay için çok umutlandım ama olmadı ertelendi , olmadığı için çok üzüldüm ama aslında bu şekilde olması daha iyiymiş
Not: okurlar bu ne diyor aw diyor jdskdbsksmbd

...

Başımı sallayarak Areni onayladım. Elini sırtımdan çekip örtüyü kaldırınca ayakalarıma bakarak çığlık attım.

Ayaklarım ve geceliğin uçları kana bulanmıştı.

Kendimden geçmişcesine can hıraç bağırırken Aren şok olmuş bir şekilde ayaklarıma bakıyordu. O andan sonra her şey uğultu şeklinde kulağıma geldi sanki hayatım bulanıklaşmış gibiydi.

Yazar bakış açısı ile

Korku içinde karşısında çığlık atarak kendini kaybeden kıza bakakalan prens kendine sakin olmasını söyledi. Kızı kendine çekip göğsüne yaslarken sakinleşmesi için sırtını okşayama başladı.

"Bulut! Şifacı!"

Hızlı adımlarla odadan çıkan bulut endişe ile şifacıyı çağırmaya gitti. Lamia bu sarayda prensten sonra arkadaşım diyebileceği tek insandı ve onu kaybetmek istemiyordu.

Kalbi korkuyla çarpan prensi içindeki ateş yakıp kavuruyordu. bu saraya geldiğinden beri başı beladan çıkmayan karşısındaki kadın için kendini suçluyordu. Onu daha iyi korumalıydı.

"Lamia, bana bak iyi olacaksın"

"Sakin ol güzelim her şey yoluna girecek."

"Şş tamam tamam."

Bağırmayı bırakan Lamia prensin kollarında titriyordu. Sesi çıkmıyordu sadece bir noktaya bakarak titrek nefesler alıyordu.  Şifacı için kapıya bağırmayı düşünen prens hemen bu düşünceden vazgeçti onu korkutabilirdi.

Telaş içinde içeri giren Bulut ile şifacıya sertçe baktı. Daha çabuk gelmelilerdi.

"Prensim musade eder misiniz?"

Kollarındaki kadını bırakmak istemeyen prens mecburen kollarını çekip ayağa kalktı.

Hızla öne atılan şifacı önce Lamia'nın ayaklarına sonra bacaklarına baktı bir yarası yoktu. Bir bez ve şu yardımı ile kanı temizledikten sonra genel muane yaptı, ne kadar seslense de Lamia tepki vermiyordu. Gözleri açık fakat bilinci kapalı gibiydi. Yavaşca Lamiayı yatağa uzandırıp prense döndü şifacı.

Prensin katı yüzü ile başını yere eğen şifacı korku ile dudaklarını araladı.
"Kan ona ait değil efendim. Yalnız sol kolunda büyük bir morluk ve parmak izleri var, şimdilik merhem sürdüm fakat yeni bir merhem hazırlayıp yollayacağım."

Prens şifacıyı geçip yatağa oturunca şifacı da Bulut'un işareti ile dışarı çıktı. Prense doğru yaklaşan bulut prensin yüzündeki kederli ifadeyi görünce aklıma şüpheleri geldi fakat şuan sırası değil diyerek düşüncelerinin önünü kesti.

"Bu saraya geldiğinden beri başına gelmeyen kalmadı bulut. Gitmek istedi izin vermedim, belki de izin verseydim.."

"Böyle düşünme, senin suçun değil tüm bu gariplikler onunla beraber geldi."

"Annem de onunla mı geldi."

İşte buna bir şey diyemezdi Bulut, dudakalarını birbirine bastırdı ve konuyu değiştirdi.

"O bu odadan çıkmadı buna eminim. Sen bir sorsan?"

Onu onaylayan prens ayağa kalktı.
"Başından ayrılma, gözünü bile kırpma bulut ne olduğunu bilmiyoruz."

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin