27. BÖLÜM

2K 167 40
                                    

Merhaba~ nasılsınız?

lifelikeapoem bu bölümü sana ithaf ediyorum! Umarım beğenirsin!

Keyifli okumalar!

...

Odanın kapısı açıldı ve yüzüme bir rüzgar vurdu. Bu rüzgarın kokusunda bir çok çiçeğin karışımı vardı ve çok güzel kokuyordu. Önce Aren içeri girdi ardından ben girdim.

Attığım her adımda şaşkınlığım büyüyordu. Bu oda Aren'in odasından bile büyüktü ve mesele bu değildi, her yerde ama her yerde çiçekler vardı. Yerlerde masaların üstünde, bazı saksılar masalara sığmamış yerlere koyulmuştu. Köşede kocaman bir sarmaşık vardı. Sol köşeden başlıyordu ve odanın tavanını komple kaplıyordu, odanın tavanı yeşil rengine boyanmış gibiydi sarmaşıktan dolayı.

Tüm bunların içerisinde odanın diğer ucunda ki çiçeklerin en çok bulunduğu yer orasıydı. Bir yatak vardı, yatağın üzerinde uzanmış olan adam; kral önce oturur hale geldi sonra da yataktan kalktı. Yutkunarak bir adım geriye gittim, karşımda şatafatlı kıyafetler içinde  gözleri kocaman olmuş beyaz tenli Aren'e benzeyen bir adam vardı.

Gözleri, gözleri çok garipti, sanki karşımda  dünya üzerinde en korkunç olaya şahit olmuş  gözlere sahip bir adam  vardı. Gözleri korku içinde sürekli etrafa bakıyor titriyordu.

"Kimsiniz siz?! Ne istiyorsunuz benden?!"

Sesi titriyordu, elini bize doğru uzatmış bizi işaret eden parmağı titriyordu.

"Baba, ben geldim."

Aren'in ses tonu ile sıkıca gözlerimi yumdum. Gerçekten babasına muhtaç küçük bir çoçuk gibiydi şuan. Sahi insan her yaşta babasına ihityaç duyuyordu.

"Git buradan! Katil! Katil! Katil! Git! Git! Git! Git!"

"Baba bak çiçek."

Aren kendi kıyafetinde ki çiçekleri gösterdi.
"Evet, çiçek, çiçek, çiçek, çiçekler iyi, çiçekler güzel, çiçekler korur, korur, korur, beni korur."

Aren yavaş bir şekilde yürümeye başladı. Elimi tuttuğu için onunla beraber yürüdüm. Elimi benden güç almak istiyormuş gibi sıkıca tutuyordu.

"O, o, o, kim, katil! Katil! Katil! Katil! Kati-"

"Baba bak on-"

Kral saçlarını çekiştirmeye başladı.
"Katil! Katil! Katil! Katil! Katil!
Katil! Ka-"

"Baba buraya bak! Baba bak çiçek!"

Aren beni yanına alıp kıyafetimde ki çiçekleri gösterdi. Kral yavaş bir şekilde kafasını kaldırıp bana baktı. "Çiçek, çiçek, güzel, korur."

Kral ile aramızda beş adım kalana kadar yürüdük. Ne diyebileceğimi bırak ne düşüneceğimi bile bilmiyorum. Ne olmuştu ona böyle? Nasıl bu hale gelmişti?

"Baba seni kız arkadaşım ile tanıştıracağım."

Kral, Aren'in ne dediğini umursamadı. Daha doğrusu umursayabilecek sağlıkta görünmüyordu. Kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu ama ne dediği anlaşılmıyordu.

Aren bir süre daha o şekilde krala baktı, yüz ifadesi çok umutsuzdu arkasını döndü elimi tuttuğu için onunla beraber döndüm ama elimi çekip krala döndüm,  askerlerin bizi görünce yaptığı gibi bir elimi karnıma sarıp selam verdim. O kraldı, ona selam verilmek zorundaydı. Aklı dengesi yerinde olmamış olsa bile, onu bu hale ne getirmişti?

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin