33. BÖLÜM

1.3K 125 81
                                    

Merhaba~

ayahayranbiri bu bölümü sana ithaf ediyorum!

Keyifli okumalar!

Yıkım. Şu an Aren'in yaşadıklarını anlatabilecek tek kelime buydu sanırım.

O,yıkılmıştı ve ben onu nasıl toparlayacaktım bilmiyorum.

Kırmızı gözleri ağladığını gösteriyordu. Başını iki yana sallayarak eğdi ve o an tekrar ağlamaya başladığını anladım. Hızlıca doğrulup kafasını boynuma gömdüm ve boynum yaşları ile ıslanmaya başladı. Kocaman adam işittikleri ile küçücük kalmıştı karşımda.

Kraliçe bunu nasıl yapabilmişti? Kraliçeliği bırak bir anne bunu nasıl evlatlarına yapabilirdi? Aklımın durduğunu hissediyorum. İkizler, ah ikizler. Kendi annesi celladı olan iki çoçuk. Ağlamamak için gözlerimi yukarıya diktim fakat akan yaşlara engel olamadım.

Bu çok, çok ağırdı. Aren bunları kardeşine nasıl söyleyecekti? Kraliçeden büyük bir intikam alacağını biliyorum ama ne yapacağını kestiremiyorum. Kraliçe ile konuşan adamın sesini aklıma kazımıştım duyduğum an tanırdım. Büyüyü yapan o hain kadını da tanıyordum artık. İkisinin de sarayda olmaları ürpertiyordu beni.

"Aren, hadi kalk baban uyanmadan gitmeliyiz."

Yavaş bir şekilde benden ayrıldı o an baykuşa ve karanfillere bakınca karanfillerin solduğunu baykuşun ise öldüğünü gördüm. Elimden çekilmem ile irkildim. Aren kalkmış kapıya gidiyordu. Bende ayaklanıp destek olmak isteyerek elini sıktım. Odadan çıktık ve Armin ile Bulut hemen yanımıza geldi.

Aren elimi bırakıp hızlı adımlarla yürüyüp gözden kayboldu. Kimsenin onu böyle görmesini istemediğini anladım.

"Bulut, içeridekileri alırsınız. Armin sen de uyumaya git, uzun bir gece oldu."

"Ne gördün Lamia?"

"Çok yorgunum, kesin bir şey yoktu emin olunca anlatırım."

Onları geçiştirip Aren'e yetişmek için hızlı hızlı ilerlerken bana çarpan asker ile sendeledim. Kendimi düşmemek için kasıp geri çekilince bana çarpan askeri rüyamdaki ve o odadaki asker olduğunu gördüm.

"Özgür dilerim efendim. Acelem vardı."

Ondan aldığım garip ve boğucu hissiyat ile o kadının hâlen bu askerin kılığında olduğunu anladım. Neden sarayda kalmaya devam ediyordu? Yaptığı sadece yüzsüzlük müydü? Yoksa büyünün sürmesi için burada kalmak mı zorundaydı?

"Bulut!"

Çığlık şekilde bağırmam ile karşımdaki irkildi ve Bulut ile bir kaç asker daha koşarak yanıma geldi. Nadiren gördüğüm donuk ifadesi ile Bulut haine kitlenmişti.

"Bunu zindana kapatın! kapısınada beş asker dikin. Su dahil hiçbir şey vermeyin."

Neler ile büyü yaptığını bilmiyorum o yüzden ona verilebilecek her şey tehtid teşkil ediyordu bizim için.
Bulut'un işareti ile direnen askeri sürükleyerek götürdüler. İfadesini yumuşatıp bana döndü.
"Ne oldu?"

"O büyüyü yapan kişi fakat bu askerin bedeninde, büyüyü yapan kızıl saçlı kadın bu askerin bedenini ele geçirmiş. Sen ne yapacağını daha iyi bilirsin ama bedene zarar vermemen lazım. O, onun kurbanı."

Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
"Belli değil demiştin."

"Belli ama bunu açıklayıp açıklamamak Aren'e kalmış. Bildiğim tek şey abi kardeşi çok kötü günler beklediği. Onlara destek olmalıyız."

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin