22. BÖLÜM

3.2K 243 39
                                    

"Beni çağıran oydu."

Yutkundum bedenim kasılmıştı.

"O beni götürdü."

Kaşlarını çatan prens bana bakarken içimden dua ettim. Allahım lütfen, lütfen inansın bana eğer bu sefer de inanmazsa ne yaparım bilmiyorum.

"Bulut!"

Kapı açıldı içeri giren Bulut bir şeylerin ters gittiğini anlamış gibi askere baktı. "Zindana kapatın."

"Efendim ben bir şey yapmadın neden? Bırak beni!"

Bulut zorla askeri götürürken derin bir aldım rahatlamıştım.

"Hazır mısın?"

"Hım?"

"Hazırlanmak için beni bir saatten fazla beklentiniz hanımefendi, şimdi dışarıda bana eşlik eder misiniz?"

Muzip bir şekilde sırıtan prens gerginliğimi anlayıp ellerini omuzlarıma koyarak karşıma geldi.

"Senin için çok zor olduğunu biliyorum. Geldiğinden beri sarayda çok sıkıldın, şimdilik bu olayı unutalım ve dışarıda güzel vakit geçirelim olur mu ?"

Başımı sallayarak onu onayladım. Dışarı çıktık koridorda elimi tuttu tam elimi çekicekken bizi izleyen askerle göz göze gelince durdum. Onu farkettiğimi anlayan asker hızla başını eğdi.

Büyük kapıdan geçip bahçeye gelirken aklımda halen tuttuğu elim vardı. Kendine gel Lamia ergen misin?

Kendi kendime kızış şeklim bile saçmaydı. Bu prens ne zaman bana yaklaşsa mantık koşarak uzaklaşıyordu sanki benden.

Önümüze getirilen atlı araba ile gözlerimin önüne ölen at geldi. Sanki ne düşündüğümü anlamış olan Aren avcundaki elimi okşayıp beni arabanın içine çekti.

"Normalde at üstünde giderim fakat o şekilde daha çok rahatsız olacağını düşündüm."

Başımı sallayarak onu onayladım. Motorlu arabaları özlemiştim. Arabanın basamağı yüksekte kaldığı için geçen  önüme ufak bir tabure konmuştu gözüm onu aradı fakat prens birden belimden tutup beni yukarı kaldırınca bağırmamak için kendimi kastım.

Yolda ilerlerken küçük bölmeden dışarı bakan prensin yüzünden gözlerimi ayırmadan ters ters bakıyordum. Bakışlarım ile psikolojik baskı kurmak istiyorum üstünde ama o, o kadar yenilmez duruyor ki sanki ne yaparsam yapayım etkilenmeyecek gibiydi.

"Yakışıklı olduğumu biliyorum."

Ne!?

"Benden habersiz beni kaldırdın."

"Bir dahakine haber veririm."

Homurdanarak yüzümü çevirdim.

"Gıcık."

"Bunun cezası-"

"Hiçte bir şey yapamazsın ben senin halkından değilim."

"Çok şey yaparım fakat.."

"Fakat?"

"Bu durumda sadece senin canın yanmaz."

Başka kimin canı yanardı? Benim yandığı için onun mu? Yok artık.

"Az önc-"

"Geldik."

Araba durdu, prens aşağı indi ve bana elini uzattı elini tutmayıp aşağı atladım dengemi sağlamakta zorlamsam da toparlayıp dik durdum ve prensin bana uzandığını farkettim. Göz göze gelince elini indirip önüne döndü.

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin