14. BÖLÜM

4.2K 308 66
                                    

[Temsili Lamia. Yüzü böyle değil bu arada.]

Yeşil güzel elbise bulmak ne zormuş ya, hayalimdeki böyle değildi de idare eder işte.

Keyifli okumalar!

...

İnsanlar tarih boyunca icatlar ile bir şeyleri var etmişti.

İnsanlar tarih boyunca çıkarları için bir şeyleri yok etmişti.

İnsanların dokunamadığı tek bir şey vardı benim gözümde duygular. Bir insanın sizden nefret etmesini sağlayabilirsiniz, bir insan ondan nefret etmenizi sağlayabilir fakat iş sevgiye gelince işler değişiyordu.

İş aşka gelince işler tamamen farklılaşıyor ve değişiyordu.

Sevgi garip bir duyguydu benim gözümde çünkü bir neden gerektirmiyordu. Nefret için nedene ihtiyaç vardır, sinir için nedene ihtiyaç vardır, mutsuzluk için, mutluluk için nedene ihtiyaç vardır.

Sevgi için ise nedensizlik vardır, bir kediyi sevmek için onun bana bir şey yapmasına gerek yok, kedi işte seversin. Bir arkadaşı sevmek için onun kendinden ödünler vermesine gerek yok seversin işte. Bir adamı sevmek ise en garip olanıdır.

Bir adamı seversin, bakışlarını saçlarını, ellerini, yüzünü, kokusunu, duruşunu...

Ondaki duruşu, bakışı kimsede bulamazsın. Güzel olduğu için sevmezsin, sevdiğin için güzel gelir.

Yatakta uzanmış boş tavanı izliyordum son söylediklerimden sonra prens odadan çıkmış geri gelmemişti.

Odanın kapısının tıklanması ile yatakta doğruldum, kapı açıldı içeri sarışın heybetli ve vücuduna tezat bir şekilde bebeksi yüze sahip sarışın bir asker girdi. Yüzü çok pürüzsüz görünüyordu ve mavi büyük gözleri donuk bakıyordu.

O selam verirken bende yataktan indim. "Sizi korumakla görevlendirildim efendim, adım Bulut."

Açıkçası böyle tatlı görünümlü birinin bu kadar donuk bakması ve sesinin sert olması beni şaşırtmıştı.
"Bende Lamia."

Cevabım karşısında bakışları bir anlığına değişince sırıttım. Ondan iyi bir hava almıştım, bu sarayda sıkıntıdan patlamamak için onunla arkadaş olabilirdim.

"Bir ihtiyacınız olursa kapıdayım."

Selam verip dışarı çıktı. Sıkıntı ile oflayıp pencerenin yanındaki oturma grubuna oturdum. İlaç iyi gelmişti ağrı hissetmiyordum, şu çoçuk meselesini ise şuan düşünmeyecektim
Tıp ilerlemişti sonuçta kendi zamanıma gidince çözüm bulurdum.

Evlenip evlenmeyeceğim bile belli değildi şuan tek sorunum genel olarak eve dönebilmekti, anlık olarak ise bu saraydan gitmekti. Ona sinirliydim, onun odasında kalmak sarayında kalmak istemiyorum.

Hava kararmaya başlamıştı, bir saat önce az önceki sarışın asker bana yemek getirip gitmişti. Halen camdan dışarıya bakıyordum, sıkıntıdan patlayacaktım artık.

Odanın kapısı açıldı ama arkamı dönmedim, onu olduğunu biliyordum çünkü kapıyı çalmamıştı. Bir süre bakışlarını sırtımda hissettim, odanın içinde adım sesleri geldi ve sonra kapı sesi, giyinme odasına girmişti. Beş dakika sonra dışarı çıktı bakışlarını tekrar sırtımda hissettim, adım sesleri geldi ardından da sandalye çekilme sesi çalışma masasına oturdu. Bir an yazdığım notun masada olup olmadığını merak ettim sonra bu düşünceyi hemen kafamdan attım.

Camdan dışarı izleymeye devam ediyordum ama sıkılıyordum kağıtlarla uğraşıyordu, sayfa çevirme sesleri geliyordu. Sesler beni sinir ettiği için arkama döndüm.
"İpucu mu buldun?"

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin