30. bölüm

1.5K 142 46
                                    

Bu bölüm wrakwex sana ithaf ediyorum!

Keyifli okumalar~

İncelemeyi bitirdiğim sekizinci kitabı da kenara bıraktım. Başım çatlamak üzereydi! Kralın verdiği emirler ile durumun ciddiyeti  giderek artıyordu çiçekler hakkında. ilk verdiği emir ülkenin bir çok yerine çiçekler ekilmesiyken şuan gelinen durum kraliyet adı altına çalışan ve kraliyete mensup olan tüm insanların kıyafetlerin de çiçek motiflerini zorunlu kılmasıydı. Çiçeklerin onu tüm kötülüklerden koruduğuna inanıyordu. Bu fikre nasıl kapılmıştı? Veyahut bu fikri ona kim aşılamıştı?

Asıl dikkatimi çeken şeyse bir çiçeğin yasaklandığıydı. Ülkenin dört bir yanı çiçeklerden halılar serili gibi görünüyordu fakat karanfil neden yasaklanmıştı?

"Aren, karanfil neden yasaklandı?"

"Özel bir sebebi yok, kral bir yerden sonra şuurunu tamamen yitirdi, verdiği emirlerden bir anlam aramayı bıraktık. "

"Peki, halkın bundan nasıl haberi yok? Saray çalışanları da sarayda herkes hakkında konuşuyorlar bir tek kral hakkında konuşmuyorlar, sanki hiç var olmamış gibi davranıyorlar."

"Halk, hiçbir zaman kral ile yüz yüze görüşmedi zaten. Babam, garip bir adamdı. Ondan önceki tüm krallar Halk ile içli dışlıydı."

"Peki ya sen?"

"Kral olana kadar prens kendini halka ifşa edemez. Daha önce olanlardan sonra bu hataya tekrar düşemeyiz. İlk başlarda kralın durumunu konuşmaya yaymaya çalışanlar oldu. Onlara olanları gördükten sonra hiçbir saray çalışanı buna cesaret edemedi, edemezde. Diğer krallıkları bu zamana kadar iyi idare ettim ama bu saatten sonra kuşkulanmaya başladıklarını biliyorum."

"Yaymaya çalışanlara ne oldu ki?"

Heycanlı bir şekilde ona yaklaşmıştım anlıma bir fiske atınca kaşlarımı çattıp geri çekildim.
"Bilmek istemezsin."

"Hadi artık uyuyalım geç oldu."

Onu onaylayıp ayağa kalktım tutulan boynumu sağa sola çevirerek rahatlatmaya çalıştım. Aynı anda giyinme odasına doğru adımlayınca durup bir birimize baktık. Önden git derecesine elini uzatınca hızlı adımlar ile odaya girip siyah boydan bir gecelik giydim. Odadan çıkıp yatağa girerken Aren not aldığım kağıtları inceliyordu.

Yönümü ona bakmayacak şekilde çevirdim ve yatağın ucuna kadar geldim cenin pozisyonunu alarak gözlerimi yumdum. Gerilmiştim ama uyuyor görenmek için rahatlamam lazımdı. Bir kaç dakika sonra Aren yatağa girdi. Bakışlarını sırtımda hissediyorum tamamen uzandı ve bana bakmaya devam etti. Bana bakmayı kesmeliydi!

Bir kolunu kaldırıp karnıma sararak kendine çekti. Yatakta ona doğru kayarken ifademi bozmamak için kedimi kastım. Kafasını yastığından kaldırarak başıma bir öpücük kondurdu. Tekrar yatar pozisyonu aldı ve burnunu saçlarıma yasladı.

Nasıl bir adamsın sen Aren? Sevdiğini söylediğin kadından bir karşılık bulamamana rağmen onu saçlarını öperek uyuyacak kadar ince bir adam mısın yoksa bilmediğim başka bir yanında var mı? Bilinmezlik ile uykuya daldım.

...

Terden yüzüme yapışan saçlarımı geriye itip koşusumu hızlandırdım. Beni kovalayan ama göremediğim o varlık çok yakındaydı. Beni yakalamak üzereydi! Saraydan çıkıp koşmaya devam ederken birden kendimi başa dönmüş bir halde buldum. Burası rüyamda gördüğüm uçurumdu. Şuanda da bir rüyada olmalıyım en son Aren ile uyuyordum.

Uçurumdan olabildiğince uzaklaştım.
"Ne istiyorsun benden!?"

Duyduğum korkunç kadın kahkaha sesleri durdu ve buna tezat kalın bir ses konuştu.

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin