14

7.8K 318 13
                                    

🌺

"Acaba ilan mı bastırsak?" Arda'nın sorusu hepimizin yüzünü buruşturdu.

"Ne ilanı?" Mantıklı soru Efe'den geldi.

"Kayıp ilanı işte, daha kolay buluruz Laden'i." Canım arkadaşım Arda'yı gerçekten arabadan atmak istiyordum.

"Köpek mi arıyoruz geri zekalı?" Arda bir anlığına pot mu kırdım dercesine baktı fakat fikri hâlâ ona saçma gelmiyordu.

"Ne var oğlum gayet mantıklı?!" Yüzümü direksiyona geçirme isteği bir an önce içimden çıkmalıydı aksi taktirde kaza yapacaktık.

"Siktir git Arda!" Efe benim yerime Arda'yı paylayınca kendimi tekrar yola odakladım.

İki araba gidiyorduk. Ben, Efe ve Arda'yı almıştım.

Gece ise Caner ve Pars ile bizi takip ediyordu.

Benim için düzenlerini bozmamalarını onlara söylesem bile hiçbirini vazgeçiremedim.

Aslında bakıyorum da sanırım şanslıydım. Benim yalnız kalmamı istemedikleri için, ne kadar kalacağımızı bile bilmediğimiz bir şehire gelmişlerdi.

"İstatistiklere göre Türkiye'de Laden ismini taşıyan sadece 72 kişi varmış." Efe bir taraftan da Laden'i nasıl daha kolay buluruz diye araştırma yapıyordu.

"E 81 ile bile dağılamamışlar amına koyayım kolay işimiz." Arda keyifle arkasına yaslandığında sabır çektim.

Mersin'e giriş yapar yapmaz arabayı merkeze sürdüm. Gece de beni takip ediyordu.

Pars'ın ablası emniyette araştırmacı olarak çalışıyordu. Laden'i bulmamız için bir kaç bilgiye ihtiyacımız vardı.
O yüzden Pars'ın ablasına uğrayacaktık.

Perin ablanın çalıştığı emniyet müdürlüğünün önüne geldiğimizde bizi kapıda karşıladı.

Koşarak önce Pars'a sonra sırasıyla hepimize sarıldı. Görüşmeyeli altı ay falan olmuştu.

"Çocuklar ne iyi ettiniz buraya gelmekle!" Ona gülümsedikten sonra bizi yukarı odasına çıkardı.

"Eveet hepinizle tek tek ilgileneceğim fakat önceliğimizi Ateş Bey'e veriyoruz."diyerek bana döndü.

"Buyrun bakalım, kimmiş şanslı kızımız araştıralım." Ona kısa bir tebessüm gönderdim.

"Laden Erayvaz, ismi bu." İsmi klavyededen ekrana saniyeler içinde yazdıktan sonra önce gözlerini kıstı, ardından ciddi miyim diye bana baktı.

"E bu kızın ismini Google'a yazsanız da çıkardı." Söylediklerini pek anlayamasam da bana çevirdiği bilgisayar ekranına bakınca onu gördüm.

Ekranda güneş gibi parlıyordu. Fotoğraf muhtemelen habersiz çekilmişti ve bir yere bakarak çok içten gülüyordu.

İstemsizce yüzüme yerleşen tebessüm ısrarla bana seslenmeleri ile bozuldu.

"Sikir lan! Ateş baksana şuraya." Gece'nin bana gösterdiği fotoğraf Laden'in başka bir fortoğrafıydı.

Anlamıyordum, anlayamıyordum ne demekti bu?

"Dünya'ya ismini duyurmuş ünlü iş adamı Çağlar Erayvaz'ın kızı Yağmur Laden Erayvaz yıllar sonra bir kafe de görüntülendi. Üzücü olay üzerine uzun bir aradan sonra ilk defa dışarıya çıkan Yağmur Erayvaz'ın yaşanan bir durum üzerine abileri tarafından oradan uzaklaştırıldı. Çağlar Bey ve Müjde Hanım'dan ise henüz bir açıklama gelmedi."

Pars telefonundan okuduklarını bitirdiğinde kendimi boşluğa düşüyormuş gibi hissettim.

Laden, yalnız bir çiçek değildi. Laden dünyaca ünlü bir ailenin biricik kızıydı. Ve bizden bunu saklamıştı.

Söyleme gereği duymamıştı.

Fark ettim de, ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyormuşum. İsmini bile doğru dürüst bilmiyormuşum.

Ben Laden'i gerçekten tanımıyormuşum.

🌺

Düzelicez inşallah Ateş'im...

Yanlış Oldu | TextingWhere stories live. Discover now