27

6.2K 205 7
                                    

27. BÖLÜM

İLAHİ BAKIŞ AÇISI

"İyi değilim."

24 saat, 12 dakika geçmişti Laden'in attığı bu mesaj üstünden.

Ateş içindeki derin sıkıntıyla Laden'in ona cevap vermesini beklerken sevdiği kızı bu hâle düşüren Erdem ve Nisa'ya cezayı kesmişti.

Nisa'ya fiziksel olarak dokunmamıştı. Ama duygusal da olsa canını yakmıştı. Ateş böyle biri değildi fakat konu Laden olunca sınır tanımıyordu.

Erdem için ise aynı şeyler geçerli değildi. Tüm sinirini, hırsını gidip Erdem'den çıkarmıştı. Hastanelik olana kadar durmamıştı. Yüzü tanınmayacak haldeydi.

Laden'den saatler sonra gelen cevap sadece iki kelimeydi.

İyi değilim.

Ateş o iki kelimeyi defalarca okudu. Defalarca zihninde tekrar etti. Laden iyi değildi ve Ateş'in de canı yanıyordu. Onun kalbi Laden'deydi. Şimdi ikisinin de kalbi birden acıyordu.

Yapacağı şey belliydi. Laden'e gidecekti. Sevdiğini iyileştirecekti.

Bulduğu ilk uçak biletini aldı. Mersin'e indiğinde saat epeyce ilerlemişti. Ama bu gece Laden'i görmeliydi. Görmeden içi rahat etmezdi.

Telefonunu çıkartıp Taner'i aradı. Taner, haftalar önce Laden'in babasının güvenlik olarak işe aldığı adamdı. Bu işi Ateş ayarlanmıştı. Çünkü Laden'e bir şey olur da haberi olmaz korkusu onu ele geçirmişti.

"Yağmur Hanım'ı hastaneye kaldırdılar Ateş Bey. Birkaç saattir uyuyor. Durumu iyi sanırım ama doktorlar bu gece burada kalacağından bahsetti."

Ateş duydukları karşısında gözlerinin karardığını hissetti. Onu bir hastanenin odasında görmeye katlanamazdı. Laden'in kötü olmasına dayanamazdı.

•••

ATEŞ'İN ANLATIMIYLA

Hastanenin boş, soğuk ve ürpertici kokusuyla burun buruna geldiğimde başımın zonkladığını hissettim.

Benim sarışınıma ne yapmışlardı? Gökyüzünü andıran küçücük gözleri neden kapalıydı? Çok uyumamış mıydı?

Bütün bunlar kafamın içinde dönüyordu. Laden'i orada yatarken görmek kalbimi sızlatıyordu.

"Ateş Kartal..." Gözlerimi sıkıca yumdum. Arkamdan gelen bu sesi ne yazık ki tanıyordum. Omzuma attığı el beni geri çevirirken bakışlarım gözlerindeydi.

"Ne işin var burada evlat?" Çağlar Bey karşısında ezeli düşmanının oğlunu görmeyi beklemiyordu. Hele ki kızının odasının önünde...

"Laden için geldim." dedim düşüncelerimi saklamadan. Ondan korkmuyordum. Laden için hepsinin karşısında durabilirdim.

"Bak sen, demek kızım için geldin? Hem de taa Ankara'dan." Ufak bir kahkaha attı. Sevinçten uzak, alaycı bir kahkaha...

"Neden Ateş? Kızımı nereden tanıyorsun?" Bir anda ciddileşmesini beklemiyordum. Pekâlâ madem merak ediyor söyleyecektim.

"Kızınızı seviyorum Çağlar Bey. Onun için dünyanın öbür ucundan da olsa gelirim." Çağlar Bey bu itirafı asla beklemiyor olacak ki afallamıştı. Gözlerindeki ifadeyi pek kestiremiyordum fakat sevinmediği ortadaydı.

"Aranızda her ne varsa, bitiriyorsun." Adeta tıslayarak üstü kapalı tehdit savurduğunda şaşırmamıştım. Ne bekliyordum ki, tebrik falan mı?

"Bu gün değil. O iyi olana kadar yanında olmalıyım." Beni buradan kovamazdı. Laden'in yanında kalmama müsaade etmezse bu defa çıkaracağım sorun büyük olurdu.

Yanlış Oldu | TextingWhere stories live. Discover now