39

2.9K 138 11
                                    


~☆~ 39. BÖLÜM ~☆~

"Saçların çok güzel kokuyor." Tam tepemde güya bana bilgisayardaki dosyaları göstermek için burada olan Emir'in sözleriyle gerildiğimi hissettim.

Nasıl tepkiler vereceğimi şaşırıyordum. Onu tersleyemezdim fakat gülümsemek de hiç içimden gelmiyordu. Ama her şey ailelerimizin düştüğü bu durum içindi. Onlardan çok aslında kendimi de düşünüyordum. Eğer olur da biz bu işi kanıtlayamazsak Ateş ile evlenmeme kimse müsaade etmezdi.

"Mesai çıkışında bir şeyler içmeye gidelim mi?" Emir'in sorusuyla düşüncelerimden ayrılıp gerçeğe döndüm. Ah evet, onunla yakın olmalıydım. Fakat bunu kabul etmek istemiyordum. Biz bu gece Ateş ile pasta yemeye gidecektik.

"Başka bir zaman gitsek olur mu? Bu akşam annemlerle dışarıda olacağım." Dedim sevecen ve biraz da mahcup bir tavırla.

Emir kafasını olumlu anlamda salladı. "O zaman dosyalar sende bebeğim." Yüzümü buruşturmamak için kendimi zorladım. Ondan tarafa değil de başka bir tarafa döndürdüm yüzümü.

Tam o sırada karşı duvarda Nisa ile Ateş'in gülerek konuştuklarını gördüm. Nisa, Ateş'in ağzında düşecek kadar yakın mesafedeydi ve Ateş geri çekilmiyordu. Tamam, oyun içindi. Oyun için...oyun. Sanırım sinirlerime engel olamıyordum.

Nisa'yı boğmak istiyordum! Kıskançlık duygusu olduğunu anladığım bir duygu bedenimi esir aldığında daha fazla yerimde duramadım. Emir'in çıkarken açık bıraktığı kapıdan kafamı uzattım ve sakin tutmaya özen gösterdiğim ses tonumla Ateş'e seslendim.

"Ateş, bir bakar mısın? Dosyayla ilgili, kısa sürer." Ateş'in yüz hatları gerilse de Nisa onun aksine şen şakraktı. Ateş'in yanığını öptüğünde gözlerimi sıkıca yumdum. Keşke bu oyuna girmeseydik. Engel de olamıyordum.

"Geldim." Ateş bana doğru adımlarken Nisa da farklı bir odaya girdi.

"Hayırdı, özlemime dayanamadın mı?" Ateş sırıtarak içeri girdi ve kapıyı üstümüze kapattı.

"Bu kadar yakın olmanıza gerek var mı?" Sesimdeki ürkütücü tını beni bile korkutmuştu. Ateş birkaç saniye afallayarak bana baktı ve ardından gülmeye başladı.

"Kıskanılıyor muyum şu an?" O gülüyordu fakat benim hiç gülesim yoktu. Aksine sinirle bakıyordum Ateş'e.

"Ateş." Sitemle adını söylediğimde gülmesinin ardından bana bakıyordu.

"Laden beni Nisa'dan mı kıskanıyorsun?" Dediğinde kafamı salladım. Ateş biraz daha güldü. Ne güzel gülüyordu.

"Güzelim, sen insanların yanında bir seçenek değilsin. Sen benim gözümde teksin, özelsin. Beni kimseden kıskanmana gerek yok. Seni sevdiğim gibi kimseyi sevemem."

Yok, ben bu adamın karşısında iki dakika sinirli kalamıyordum. Hemen iki sözüyle yumuşacık ediyordu beni.

"Seviyorum seni Ateş Kartal." Dedim gülümserken.

"Seviyorum seni Laden Erayvaz." Dedi gülümserken.

Ve kapı dan diye açıldı. Gerçekten, tam anlamıyla dan diye açıldı. Bir an Emir, Nisa ya da şirketten biri diye ödüm kopmuştu fakat gelen Utku abimdi.

"Lan! Fingirdeşin diye mi aldık sizi buraya? Biri görse gel de açıkla. Çabuk ayrılın!" Utku abim bizi azarlayınca Ateş üç adım geri gitti.

"Tamam abisi, görmedin say." Ateş gülerek bana öpücük attı ve odadan çıktı. Utku abim ise arkasından sinirle baktı. Sonra ise bana dönerek gülümsedi.

Yanlış Oldu | TextingWhere stories live. Discover now