46

1.3K 81 7
                                    

~☆~ 46. BÖLÜM ~☆~

Oğlum, organizasyonlara taş çıkartırız anasını satayım!" Arda sabahtan beri uğraştığı süslemelere gururla bakarken, Pars ise şişiremediği balonlara küfür etmekle meşguldü.

"Balonu bulanı şişirip şişirip sikeceğim!" Pars elindeki mavi balonu yere atarak üstüne atladı. Balondan hıncını çıkarmak için üzerinde tepinirken ona şaşkın gözlerle bakıyordum. Allah'tan daha fazla öteye gitmeden Arda onu kaldırmıştı.

Pars ayağa kalkarken hâlâ balona doğru atağa geçmeye çalışıyordu. Arda ise kollarından tutarak onu engelliyordu. Bu garip ortamda daha fazla durmadan mutfağa geçtim.

Saye sabahtan beri mutfaktan çıkmamış hazırlık yapıyordu. Yaptığı vişneli turtanın kokusu tüm mutfağı sarmıştı ve enfesti. Yemek için sabırsızlandığım daha bir çok şey vardı. Saye gerçekten becerikliydi ve öğrendiğim kadarıyla kendine ait kafesi bile vardı.

"Her şey hazır Laden'im, bu akşam çok güzel geçecek." Saye beni gördüğünde heyecanla gülümsemişti. O benden çok heyecanlıydı resmen. Ona tebessüm etmeyi ihmal etmedim ve bana uzattığı ellerini tuttum.

"Her şey için teşekkür ederim. Daha tanışalı bir hafta olmadan bana yaptığın iyilikleri hiç unutmayacağım." Ona dolu gözlerle gülümserken, Saye'nin de parlayan göz hareleri ıslanmıştı.

"Ağlatma kızım ya! Bu saatten sonra sen benim kız kardeşimsin anladın mı? Daha bir sürü haftalar geçireceğiz, yıllarımız olacak. Biz artık kardeşiz, kardeş!" Saye boynuma sıkıca sarıldığında kalbimde yeşeren küçük fidan büyümeden çiçek açmıştı.

Bana doğru sevgi öğretilmemişti. Karşılıksız sevgi nedir, insanlar neden sever bilmiyordum önceden. Sevgiyi hep alacaklı sanıyordum. Biz, bizi sevene borçluyduk sanıyordum. Oysa şimdi öğreniyorum ki aslında karşılıksız da sevilirmiş insanlar. Borcun lafı olmadığı gibi, sevmenin de lafı olmazmış.

Ben kalbimi küçücük sanırdım ve korkardım. Oysa kalp sevdikçe büyürmüş.

Mutfaktan çıktığımda artık hazırlanmam gerektiğini biliyordum. Sabah erken bir saatte kalksak da artık öğlen olmuştu. Geç kalmamak adına bir an önce elbisemi giyinsem iyi olacaktı. Üst kattaki kaldığım odaya çıktığımda önce perdeleri iyice kapattım. Dolabın kulpuna astığım elbisem ışıl ışıl parlıyordu. Hayalini kurduğum bir söz elbisem yoktu fakat olsaydı da muhtemelen bu olurdu.

Elbisemi giyindikten sonra nemli saçlarımı iyice kurutup fön çektim. Fazla elleyip de kafamı kuş yuvasına çevirmeye hiç niyetim yoktu. Yüzüme de yalnızca ten makyajı yaparak boy aynasının karşısına geçtim.

Gerçekten harika olmuştum. Elbisemin rengi gözlerimi ortaya çıkarmıştı. Saçlarım tamamen kendi halindeydi ve doğal bir görüntü sunuyordu. Tam istediğim gibi abartısız ama şık olmuştu.

Yapmam gereken tek şey beklemekti. Abilerim iki saate geleceklerdi. Saye ve Ateş  kuzen olmalarına rağmen Saye kız tarafından olmaya karar vermişti. Aynı zamanda Pars ve Arda da kız tarafı olarak erken gelecekti. Geriye kalan herkes Ateş ile beraber gelecekti.

Annem ve babam bir kez bile arayıp nerede olduğumu, nasıl olduğumu sormamışlardı. Zaten sorsalar ya da beni eve geri döndürmeye çalışsalar tepkimi koruyacaktım fakat bir defa bile benimle konuşmaya çalışmamışlardı. Bundan sonra da hayatımda olmayacaklardı.

Saatlerin nasıl geçtiğini bu gün anlayamıyordum. Abilerim çoktan gelmişlerdi ve hepsi efsane görünüyorlardı. Benim dışımda herkes bu günü beklemişti sanırım.

Ateş yola çıktıklarını bildiren bir mesaj attığında artık bizimkileri uzaktan izlemeyi bırakarak salona girdim.

Önce Umut abim ile göz göze geldik. Yalnızca ufakça tebessüm etmiştim fakat abim hemen duygusallığı tepe noktaya çekerek gözlerini doldurmuştu.

Yanlış Oldu | TextingOn viuen les histories. Descobreix ara