17

7.9K 313 37
                                    

🌺

Oturdukları yerden beni izleyen altı çift göze teker teker, sindire sindire baktım.

Öyle bir gülümsedim ki onlara hayatımda hiç bu kadar içten gülümsememiştim herhalde diye düşünmeden edemedim.

Belki aynı gülümsemeyi onlardan alamadım. Evet bu içime bir sıkıntı oturttu ama ben her şeyi anlattıktan sonra anlayışla karşılayacaklarına emindim.

Islanmış saçlarımdan damlayan suları hissediyordum. Sırılsıklam da olsam ben onların karşısında dimdik duracaktım.

Tam karşılarına geçtiğimde Gece gözleriyle boş olan sandalyeye oturmamı işaret etti. Bir şey demeden oturdum.

Bir süre birbirimizle bakıştık. Onlar da konuşmadı, ben de konuşmadım. Neredeyse üç dakika böyle geçince artık buna bir son vermem gerektiğini fark ettim ve boğazımı temizledim.

"Beni merak edip buralara kadar gelmeniz beni çok mutlu etti. Ama bir o kadar da üzgünüm." Diyerek konuşmaya başladım. Gece'nin yüzünde alaylı bir sırıtma belirdi.

"Bizim kadar üzgün olamazsın Laden." Alayla konuşması kalbime bir sarsıntı gibi çökmüştü. Onlara bir an önce anlamalıydım gerçekleri. Yoksa onları kaybedecektim.

"Ben...size her şeyi anlatıcam. Sonrasında benimle konuşmak dahi istemeyeceksiniz belki. Ama sizden saklamak beni yoruyor." Şimdi hepsinin gözleri meraklı bir ifadeye bürünmüştü. Arda bile sakinliğini koruyordu.

"Çok küçüktüm. Belki on dört yaşlarında falandım. O gün amcama gitmem gerekiyordu. Ailecek gidecektik fakat öncesinde yengem annemden birkaç eksik malzeme istemişti. Annemin işi olduğundan getir götür bana kalmıştı. Hem de erken giderim, orada vakit geçiririm diye düşündüm. Gittim. Zile uzun uzun bastım. Kapıyı açan amcamın oğlu Giray'dı."

Bunu onlara neden anlattığımı düşündüklerine emindim. Çünkü hiçbiri bu konuyu bilmiyordu ve muhtemelen tahmin dahi etmiyorlardı.

"Eve girdiğimde bir tek Giray'ın olduğunu gördüm. Diğerlerini sorduğumda amcamın işte, yengeminse markette olduğunu söyledi. Ben elimdekileri mutfağa bırakıp salona geçtim. Yengem gelene kadar televizyon izlerim, gelince de beraber yemek hazırlarız diye düşünmüştüm. Ama öyle olmadı."

Gözlerim yanmaya başlamıştı. Asıl zor olan kısım buradan sonrasını anlatmaktı. Derin bir nefes alıp cümleleri toparlamaya çalıştım.

"Giray'ın üzerime üzerime gelip, beni koltuğa sıkıştırıp, pis elleriyle bana dokunacağını bilemezdim. Daha da ileri gideceğini...ben gerçekten bilemezdim."

Hıçkırarak ağlamaya başladığımda onlar afallamıştı. Her biri ayrı şaşırmıştı. Bir taraftan benim ağlayışlarım da onlarda şok etkisi yaratmıştı.

"Piç kurusu." Diyerek söylenen Caner eliyle yüzünü sıvazladı.

"Ne diyorsun sen amına koyayım! Ne hakla bunu yapıyor sana ha!" Gece hiddetle ayağa kalktığında Efe ve Arda da benim yanıma gelmişlerdi.

Ağladığım için hiçbirine cevap veremesem de onlar cevapları zaten tahmin edebiliyordu.

"Ladeniçem, geçti canımın içi. Ağlama gökyüzü gözlü kız." Arda saçlarımı okşarken beni göğsüne bastırmıştı. Efe de tam arkamdaydı.

"Şerefsiz herif! Allah'ından bulsun! " Pars bir taraftan sövüyor bir taraftan ayakta olan Gece'yi sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ateş... O ise elini yumruk yapmış, sabit bir yere bakıyordu. Gözleri hiç görmediğim kadar koyu bir tona bürünmüştü. Alnındaki damarlar belirginleşmiş, çenesi kasılmıştı.

Yanlış Oldu | TextingWhere stories live. Discover now