43

2.1K 124 27
                                    

Merhaba çiçeklerim, öncelikle sizden çok özür diliyorum. Ben bu bölümü attığımı zannediyordum. Meğersem atmayı unutmuşum. Yeni fark ettim. Yaşanan gecikme yüzünden sizden gerçekten özür diliyorum. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur, sizleri seviyorum.

~☆~ 43. BÖLÜM ~☆~

Yaşadığım şok ve heyecan duygusu tarif ediemez bir hale dönüşmüştü. Ateş, benim bütün dağılmış parçalarımı bir araya getirmeyi başarıyordu. Her zaman, her haliyle beni sevmeyi başarabiliyordu.

Dudaklarını benden ayırmasının sebebi ortadaki sessizliği yaran bir bıçak edasıyla çıkan sesti. Babamın sesiydi.

"Ben sana demedim mi kızımdan uzak duracaksın diye piç herif!" Babam gözü dönmüş bir şekilde Ateş'in üzerine yürüyordu. Ateş ise tepkisizdi.

"Kızımdan ayrılacaksın dedim! Bunun anlaşılmayan nasıl bir tarafı var?" Babam Ateş'in yakasını tutmuş ve duvara yapıştırmıştı. Yumruk yaptığı elini Ateş'e yöneltiyordu fakat Ateş yumruklarından kaçıyordu.

"Kızımı öptün! Bunu sana çok pis ödetirim Ateş Kartal!" Babam hâlâ deli gibi bağırıyordu. Ateş ise sakin kalmaya devam ediyordu. Allah aşkına, bu çocuk neden babamı bir yumrukla indirmiyordu!

"Ellerini oğlumun üzerinden çek Çağlar Erayvaz!" Kulaklarımdaki uğultu sanki bir çekiçle delindi ve içeriye giren bu sesi algılamamı sağladı. Bakışlarım kapıdaki adama döndü. Sanırım olaylar içinden çıkılamaz bir hâle bürünüyordu.

"Bak sen, Aslan Kartal da buradaymış." Babam alayla güldü ve Ateş'in üzerindeki ellerini çekti. Ateş sarsılmadı bile.

"Neden buradasın Çağlar?" Karşımda gördüğüm son derece karizmatik adam Ateş'in babasıydı. Ve gerçekten de en az Ateş kadar yakışıklıydı. Sakin adımlarla bizim bulunduğumuz alana ilerledi. Adımları durunca sanki etraf da durdu.

"Burada olmaman gerekiyordu." Aslan Bey doğrudan babama bakıyordu. Babam da ona...

"Ben hep olmamam gereken yerlerde oldum Aslan, bilmiyor musun?" Dedi babam buruk bir gülümsemeyle. Gözlerinin onca yıla rağmen birbirlerine nefretle bakmaması iyiye işaretti.

"Bilmez miyim?" Diyerek güldü Aslan Bey. Ama bu neşeden uzak ve alaycı bir gülüştü.

"Oğluna sahip çık Aslan Kartal. Aksi hâlde onun için iyi şeyler olmayacak." Babam tehditkar bir ifadeyle Ateş'e bakıyordu. Ateş'in yüzünde ise gram korku yoktu. Benim aksime fazla rahat görünüyordu.

"Gidiyoruz." Babam bana dönerek kapıyı işaret ettiğinde gözlerimi Ateş'e diktim. İfadesizce beni izlediğini görünce önüme döndüm. Ve babamın arkasından ilerlemeye başladım.

"Durun!" Utku'nun telaşlı ve gür sesiyle yerimizde kaldık. Babam bu defa da sorgulayıcı gözlerini ve çatık kaşlarını Utku'ya dikmişti.

"O kadar uğraştık lan bu adamı bitireceğiz diye, kimse dinlemeden konuşmasın!" Utku elindeki küçük flaşı bilgisayara takmaya çalışırken Rüya da sıkıca kavradığı belgeleri korumaya çalışıyordu.

Bilgisayardaki ekran saniyeler içerisinde duvara yansıdı. Tüm herkesin gözleri yalnızca oynayan videoya kilitlenmişti. Ve videoda Demir Zerender belirdi.

"Evet, farklı belgelere imza attırarak ortadaki anlaşmayı bozdurdum. Tabii ki benim yaptığımı bilmeyecekler, birbirleri yaptı zannediyorlar. Bu onların işini bozmaya yeter." Demir Zerender telefonda birisiyle konuşuyordu ve bu video arkasından çekilmişti.

"Ah, tamamen kendi salaklıkları. Bana güvenmeleri aptalcaydı. İmza attıkları belgede yazanlar ve imzayı attıkları yer farklıydı. İki farklı kağıt vardı ve onlar bunu anlayamadılar. Birbirlerinin aleyhine imza atmış oldular." Videoda oynayan görüntüler başta babam ve Aslan Bey olmak üzere herkesi dehşete düşürmüştü.

Yanlış Oldu | TextingWhere stories live. Discover now