6. Bölüm

4.2K 464 82
                                    


Hastane koridorunda bir sağa, bir de sola doğru yürüyen Jungkook'a gözlerimi dikerek derince bir iç çektim.

Buraya geleli neredeyse bir saatten fazla olmuştu, Hyunjin'i bir odaya almışlardı ve doktor da içerideydi.

Her şey o kadar ani gerçekleşmişti ki kimse bir şey anlamamıştı resmen.

Seokjin'in söylediği şeyden sonra hepimiz aceleyle onların yanına koşmuştuk, karşılaştığımız manzara ise korkunçtu.

Hyunjin sahanın önünde boylu boyunca uzanıyordu ve baygındı. Yüzündeki izlere bakılırsa birileriyle önce bir boğuşma yaşamıştı, ama daha kötü bir şey vardı.

İki dizinden de yaralanmıştı, anladığım kadarıyla bıçak yarasıydı. Bacaklarından kanlar akarken bir anlığına gözlerim kararır gibi hissetmiştim, çünkü anlamıştım ki artık bunun geri dönüşü yoktu.

Bacaklarına aldığı bıçak darbeleri o kadar fazlaydı ki, herkes bunun kasıtlı olarak yapıldığını anlardı.

Hyunjin'i sakat bırakıp, basketbol hayatına son vermek isteyen birisi vardı.

Aklıma gelen tek bir kişi vardı fakat şaşkındım, asıl hedefin ben olduğunu sanıyordum.

Hyunjin aklımın ucundan bile geçmezdi, ne alakaydı ki? Alt tarafı küçük bir atışma yaşanmıştı Chanyeol ile aralarında. Chanyeol nasıl bu kadar öfke duyabilmişti?

Bunu nasıl yapabilmişti?

Nedendir bilinmez büyük bir vicdan azabı çekiyordum, sanki bu olanların suçlusu benmişim gibi hissediyordum.

Bir şeyler anlayabilseydim, Chanyeol'un benden bahsettiğini sanıp korkaklık etmeseydim ve gidip açık açık konuşsaydım belki de ikna edebilirdim onu. Bir şekilde vazgeçirirdim, böyle bir şey yaşanmamış olabilirdi.

Jungkook'un üstündeki bakışlarımı çevirip, kafamı ellerimin arasına aldım. Diğerleri hastaneye gelmemişti, şu an yanımda sadece Jimin vardı.

"İyi misin?"

Jimin bana seslendiğinde, gözlerimi ona çevirdim. "İyiyim." O elini destek olmak istercesine omuzuma yerleştirdiğinde, bu sefer bakışlarımı karşıdaki sandalyede oturan kişilere çevirdim.

Yoongi gözlerini sımsıkı yummuş bir şekilde kafasını arkasındaki duvara yaslamıştı. Takım kaptanı olarak ne kadar kötü hissettiğini anlayabiliyordum.

Diğer takım arkadaşları ise onun yanında oturuyordu ve hepsinin ne kadar üzgün olduğunu görebiliyordum.

"Jungkook, Felix'e haber vermeli miyiz?" Namjoon'un düşünceli bir ses tonuyla konuşmasıyla, Jungkook yavaş adımlarla ona yaklaşmıştı.

"Vermeliyiz, ama nasıl söyleyeceğiz bilmiyorum."

Jungkook kendini Yoongi'nin yanındaki boş sandalyeye atarken, Felix'in kim olduğunu düşünmeye başladım. Merak etsem de sormak için uygun bir zaman değildi.

"Ben söylerim."

Yoongi cebinden çıkardığı telefonla birkaç saniye uğraştıktan sonra, kulağına dayamıştı. O, kim olduğunu anlayamadığım Felix ile konuşurken ben gözlerimi Jungkook'a çevirdim.

Saçı başı dağılmıştı, çok çaresiz duruyordu. Yanına gidip destek olmak istesem de, etrafta diğerleri varken bu pek mümkün gibi gözükmüyordu.

Yoongi, Felix ile konuşmayı bitirmiş olacak ki telefonu kapatarak bir şeyler mırıldanmıştı. Bu sırada, Hyunjin'in olduğu odanın kapısı açılarak içeriden doktor çıkmıştı.

for 23 | taekook ✓Where stories live. Discover now