for 23 | taekook ✓

10. Bölüm

Yanımdaki hareketlilikle yüzümü ekşiterek, mırıldandım. "Ne oluyor ya?" Birkaç saniye etrafta sessizlik hakim olsa da, daha sonra kulağıma kıkırdama sesleri dolmuştu.

Gözlerimi aralayarak etrafa baktığımda, yanımda oturmuş bir şekilde bana bakan Sun Hee ile karşılaştım.

"Günaydın V hyung!"

Yüzümde oluşan gülümsemeyle, yerimde doğrularak elimi onun saçlarına attım ve yavaşça okşadım. "Günaydın güzelim."

Sun Hee yerinde heyecanla kıpırdanıp, "Jimin hyung bizim için pankek yapmış! Kalk hadi hemen yiyelim." demişti.

Gülerek onu onayladıktan sonra, mutfağa yolladım. Ben ise yataktan kalkarak önce lavaboya gitmiştim, sonra ise odaya geri dönüp ne giyeceğimi seçmeye başlamıştım.

Üstüme beyaz tişörtümü, onun üstüne krem rengi, çizgileri olan gömleğimi, altıma ise bol kahverengi pantolonumu geçirerek boy aynasına bakarak saçlarımı düzeltmeye çalıştım.

En sonunda pes ederek, siyah saçlarımı kabarmamasını umarak rahat bırakmıştım.

Spor çantamı da yanıma alarak, odamdan çıktım. Mutfaktan gelen güzel kokularla acıktığımı hissederken, hızlı adımlarımı oraya yönlendirmiştim.

Fakat beni durduran şey, zilin çalması olmuştu. Bu sefer de oraya yönelirken, spor çantamı kenara bırakarak kapıyı açtım.

"Jungkook?"

Jungkook elini ensesine atıp, saçlarını karıştırdıktan sonra bana tebessüm etti.

"Günaydın."

Ben onu sabah sabah kapıda görmenin şaşkınlığını yaşarken, o elindeki poşeti yavaşça havaya kaldırarak salladı.

"Fırından bir şeyler aldım, umarım misafir kabul ediyorsundur."

Şaşkınlığımı üstümden atmaya çalışarak gülümsedim ve kapıyı daha fazla aralayarak geçmesi için yer verdim.

"Geç lütfen." O ayakkabılarını çıkartıp içeri girerken, kapıyı arkasından kapatarak onu mutfağa doğru yönlendirdim.

Birlikte mutfağa girdiğimizde, Jimin ve Sun Hee'nin bakışları bize döndü. Jimin, Jungkook'a hoş geldin derken Sun Hee yanıma koşarak tişörtümün ucunu tutmuştu.

"Bu yakışıklı hyung kim?" Fısıldayarak konuşsa bile Jungkook onu duymuş olacak ki, Sun Hee ile aynı boya gelebilmek için dizlerinin üstüne çökmüştü.

"Merhaba, ben Jungkook. Sen?" Sun Hee, tişörtümü tutan elini serbest bırakarak Jungkook'un ona uzattığı eli tutmuştu yavaşça.

"Merhaba, ben Sun Hee! V hyungun yeğeniyim."

Onlar tanışıp, konuşmaya başlarken tebessüm ederek tezgahın üstündeki ekmek sepetini masaya yerleştirdim. Jimin gerçekten çok güzel bir masa hazırlamıştı.

Sun Hee, Jungkook'un elini tutarak onu masaya oturttuktan sonra kendisi de yanındaki boş sandalyeye yerleşmişti.

Ben Jungkook'un karşısındaki sandalyeye, Jimin de benim yanıma oturduğunda hep birlikte kahvaltı yapmaya başladık.

"V hyung, Jungkook hyung ile nereden tanışıyorsunuz?"

Sun Hee elindeki portakal suyuyla dolu olan bardağı masaya geri koyduktan sonra, merakla bana bakmaya başlamıştı.

"Ben basketbol oynuyorum ya hani bebeğim, Jungkook hyungun ile de öyle tanıştık."

Sun Hee beni onaylarken, bu sefer de Jungkook'a dönmüştü.