21. Bölüm

3.5K 361 81
                                    


merhaba, herkese yeniden mutlu yıllar diliyorum🤍

uuuppuzun bir bölüm oldu, umarım beğenirsiniz.

-

"Teşekkür ederim."

İmzamı atarak kalemi karşımdaki adama uzattım, adam ise gülümseyerek arkasını dönmüştü. Yerdeki karton kutuyu kucaklayarak içeri geçtikten sonra, kapıyı da örttüm.

Evde kimsenin olmamasından yararlanarak salona geçip, koltuğa oturdum. Karton kutuyu da önüme yerleştirerek içime derince bir nefes çekmiştim.

İçinden çıkacak şeyleri görmeye hazır mıyım, pek emin değildim. Ama görmek istiyordum, bunlara bakarsam eğer onlar yanımdaymış gibi hissedecektim.

Bantları yavaş hareketlerle çıkardıktan sonra, kutunun kapaklarını araladım. Karşıma ilk çıkan şey, bir defterdi. Pembe ve tüylü olan bu defter, üstünde yazan 'Sun Hee'den izinsiz okumayınız.' yazısına bakılırsa Sun Hee'nin günlüğü olmalıydı.

Onu kucağıma bırakarak, elime çarpan iki tişörtü çıkardım. Biri siyah, diğeri lacivert olan tişörtleri elimde sıkıca tuttuktan sonra yutkundum. Siyah olan tıpkı Jaehyun hyungum gibi kokuyordu, diğeri ise Mark hyungun tişörtü olmalıydı.

Onları da kenara bıraktıktan sonra, krem rengi olan çerçeveye uzandım. Üçünün birlikte çekilmiş bir fotoğrafıydı bu.

Çok mutlu gözüküyorlardı.

Gülen yüzlerine bakarken, görüşümün bulanıklaşmasıyla gözlerimi kırpıştırdım.

Şu an yanımda durup aynı böyle gülümsemelerine çok ihtiyacım vardı.

Akmaya başlayan burnumu çekerek, çerçeveyi dikkatli bir şekilde koltuğun üstüne bıraktım. Bu fotoğrafı yatağımın başına koyacaktım.

Başka bir fotoğraf albümüne daha rastladığımda, yavaş yavaş sayfaları karıştırmaya başladım. Bir sürü anıları vardı, yemek yaparken, paten sürerken, uyurken, film izlerken, hatta Sun Hee'nin bebeklik fotoğrafı bile vardı.

Hyungum bu fotoğrafı yetimhaneden alabilmek için çok uğraşmıştı.

Islanan yanaklarımı elimin tersiyle sildikten sonra, birkaç küçük eşyayı daha inceledim. En altta duran kırmızı, tişört olduğunu düşündüğüm şeye doğru uzandıktan sonra boş kalan kutuyu yere koyarak elimdekine odaklandım.

Katlı olan tişörtü açtığımda ise, bunun bir tişört olmadığını anlamıştım.

Kırmızı, sıfır kol ve arkasında üst üste 'V, 23' yazan formayla ellerim titremeye başladı. İçinde duran ama katlı olduğu için göremediğim bir not kağıdı kucağıma düştüğünde ise bir elimle formayı, diğer elimle de kağıdı tuttum.

Kağıdı açtığımda ise beni, 'Mark her zaman çok güzel basketbol oynadığını söylerdi, Jaehyun ile maçınıza geleceği zaman sana vermek için bu formayı almış. Bunu sana mutlaka ulaştırmam gerektiğini düşündüm.' yazısı karşılamıştı.

Okuduğum şeylerle kendimi daha fazla tutamadan hıçkırarak ağlamaya başladım. Benim için almışlardı bu formayı, ama verememişlerdi.

O koltukta kaç saat oturdum, kaç saat hıçkırarak ağladım bilmiyorum ama gözümde yaş kalmadığını hissedebiliyordum.

Gözlerim kapalı bir şekilde koltukta oturmuş, kafamı arkaya doğru yaslamışken açılan kapı sesini de duymuştum.

"Taehyung?"

Kapı sesinin hemen ardından Jimin'in endişeli çıkan sesi kulaklarıma dolduğunda kuruyan boğazıma rağmen yutkunmaya çalıştım.

Acıyan gözlerimi yavaşça açarak ona baktığımda, o önce etrafımda dağınık duran eşyalarda gezdirmişti gözlerini.

for 23 | taekook ✓Where stories live. Discover now