7. Bölüm

4.1K 442 87
                                    


"Hayır dedim ya, Jimin. Biraz işim var, beni bekleme sen ye yemeğini."

Jimin mızmızlanırcasına konuştuktan sonra, neyseki ikna olmuştu. Ben ise, kapattığım telefonu cebime sıkıştırdıktan sonra geldiğim evin önünde dikilmeye son vererek kapıya doğru yürümüştüm.

Burası Jungkook'un attığı konumdu, sanırım Hyunjin'in evine gelmiştim.

Derince bir nefes alarak, işaret parmağımı birkaç saniye zile basılı tuttum.

Kısa bir süre beklemenin ardından, kapı Hoseok tarafından aralanmıştı. Jungkook onlara önceden haber vermiş olacak ki beni gördüğünde şaşırmamıştı.

Gülümseyerek, "Hoş geldin." dedi. Ben de ona gülümseyerek karşılık verdikten sonra geçmem için açtığı yoldan ilerledim.

Elimdeki çiçek buketiyle birkaç saniye duraksasam da, Hoseok'un önümden yürümeye başlamasıyla onu takip ettim.

Salon olduğunu düşündüğüm yere girdikten sonra, beni koltukta oturan bedenler karşılamıştı.

Hepsi beni görünce ayaklanırken, gözlerim koltukta uzanmaya devam eden Hyunjin'e takıldı. Bacaklarının üstüne örttüğü örtü, burnumun ucunu sızlatırken istemsizce dudaklarım büzülmüştü.

Daha yeni yeni tanışmıştık, hatta bir kavga yaşamıştık belki ama bu durumda olması şu an beni o kadar kötü hissettirmişti ki.

Ona doğru ilerleyip, elimdeki çiçek buketini ortadaki sehpanın üstüne yerleştirdim.

"Çok geçmiş olsun."

Hyunjin, ağladığını belli eden kızarmış gözlerini kırpıştırarak tebessüm etti.

"Teşekkür ederim." Gülüşünü ve sıcak ses tonunu ilk kez görüp duyduğum için garip hissetmiştim.

Ben de ona gülümsedim ve ayaktaki bedenlere çevirdim gözlerimi. Hepsi buradaydı, tanımadığım tek kişi ayakta bekleyen sarışın bir çocuktu.

Jungkook ona baktığımı fark etmiş olacak ki, konuşmaya başlamıştı.

"Felix, bu Taehyung. Taehyung, bu da Felix. Hyunjin'in sevgilisi."

Felix tebessüm etmeye çalışarak elini bana uzattığında, yüzümdeki gülümsemeyi silmeden elini tutarak hafifçe sıktım.

"Merhaba, memnun oldum."

"Ben de."

Hepimiz koltuğa oturduğumuzda, Hoseok elini omuzuma yerleştirdi. "İçecek bir şey ister misin?" Sorduğu soruyla hızlıca kafamı iki yana salladım. "Hayır hayır, teşekkür ederim hiç zahmet etme."

O gülümseyerek beni onaylarken, bakışlarımı Jungkook'a yönelttim. Tekli koltukta oturmuştu ve beni izliyordu, ben de ona bakınca göz göze gelmiştik.

"Şey, yanlış anlamazsanız bir şey sorabilir miyim?"

İstemsizce çekingen çıkan ses tonumla, Jungkook beni onayladı. "Bu olay tam olarak nasıl oldu?" Herkesin gözü Hyunjin'e dönerken, o derince bir nefes alarak yerinde hafifçe doğrulmuştu.

"O gün, sahadan çıktım eve gitmek için. Tam sokağı dönecekken önümü üç tane adam kesti, ben daha ne olduğunu anlayamadan üstüme saldırdılar. Kendimi korumaya çalıştım ama... sonuç bu."

Sona doğru kısılan ses tonu gözlerimi bir anlığına üzgünce yere çevirmeme sebep oldu. Fakat susmadan, soru sormaya devam ettim.

"Adamların yüzünü gördün mü?" Jungkook uyarırcasına öksürse de, Hyunjin onu umursamadan soruma cevap verdi.

for 23 | taekook ✓Where stories live. Discover now