18. Bölüm

3.3K 345 102
                                    


"Sen evlenmeden verirsin de şimdi Jungkook'a."

Jimin'in söylediği şeyle gözlerim kocaman açıldı, yanımızda Sun Hee oturuyordu! "Jimin, sussana." Gözlerimle Sun Hee'yi işaret ettiğimde omuz silkti.

Sun Hee'nin bizi anladığı yoktu zaten ama yine de böyle şeyler konuşulmazdı küçücük çocuğun yanında.

Jungkook ile öpüştüğümüzü Jimin'e anlatmıştım, ama sanırım anlatmasam daha iyiydi.

"Bebeğim, yemeğini bitirdiysen kalk bakalım okula geç kalma ilk günden."

Evet, okula başlama zamanıydı. En azından artık evde tek kalmayacaktı ve benim de içim rahat olacaktı antrenmandayken.

En son Minjun eve geldiğinde ne kadar endişelendiğimi hatırlıyordum, daha sonra Sun Hee'yi bolca uyarmıştım tanımadığı kişilere kapı açmaması için.

"Saat kaçta gidiyorsun?"

Jimin'in sorduğu soruyla elimdeki çatalı tabağıma bıraktım. "Birkaç dakika sonra Sun Hee'nin servisi gelecek, onu bindirip gideceğim." Beni onayladıktan sonra, dişlerini alt dudağına bastırdı.

"Ne oldu?" Kararsızca gözlerini yüzümde gezdirse de, ısrarla ona bakmaya devam ettiğimde pes edercesine omuzlarını düşürdü.

"Ben de geleyim mi antrenmana?"

Kaşlarım istemsizce havaya kalkarken, "Neden ki?" diye sormuştum. Aslında cevabı biliyor gibiydim ama...

"Hiç canım, neden olacak? Seni izlemeye işte."

Kıvrana kıvrana söylediği şeyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Beni izlemek için mi? Bana daha çok Yoongi'yi izlemek içinmiş gibi geldi." Jimin dediğim şeye gözlerini devirip itiraz için dudaklarını aralarken, dışarıdan gelen korna sesiyle ayaklandım.

Sun Hee çoktan üstüne ceketini giyinmişti bile, çantasını da omuzlarına geçirdikten sonra ayakkabılarını giyinmesine yardımcı oldum.

O Jimin ile vedalaşırken ise kapıyı açmıştım çoktan. "Hadi bakalım çileğim, iyi dersler." Sun Hee, Jimin'in yanağına bir öpücük kondurduktan sonra koşarak yanıma geldi.

"Hyung..." Servis arabasının şoförü Sun Hee'yi araca bindirmek için inerken, dudaklarını büzerek bana bakan Sun Hee ile dizlerimin üstüne çöktüm.

"Efendim güzelim?"

Kaçamak bakışlarla servis arabasının içindeki küçük çocuklara baktıktan sonra, kollarını hızlıca boynuma doladı.

"Ben biraz korkuyorum." Gözlerimi kırpıştırıp, kollarını boynumdan ayırıp ellerini tuttum.

"Neden korkuyorsun bebeğim?" O omuz silkip sessiz kalırken, iç çekerek ellerinin üstüne küçük öpücükler kondurdum.

"Sun Hee, sorun yok. Okuluna gidip, yeni arkadaşlar edineceksin ve onlarla oyunlar oynayacaksın. Hem de yepyeni şeyler öğreneceksin, okuma yazma öğrenmek isteyen sen değil miydin bebeğim?"

O yine sessiz kalıp, son dediğim şeyi onaylarken yüzüme güven verici bir gülümseme yerleştirdim.

"Hem sen şimdi okula gitmelisin ki, ben de sana akşam yapacağım sürpriz için hazırlanabileyim."

Sürpriz kelimesini duyar duymaz gözleri parlarken, heyecanla konuşmaya başladı.

"Sürpriz mi? Ne sürprizi hyung?" Dudaklarımı büzerek, kafamı iki yana salladım. "Sürprizler söylenmez, akşam görürsün."

for 23 | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin