17. Bölüm

3.4K 362 91
                                    


"Jimin, Chanyeol'un videosu sende hala duruyor mu?"

Jimin, salona girer girmez ona sorduğum soruyla kaşlarını havaya kaldırdı. "Evet duruyor, neden ki?" Bir anlığına dikkatli bir şekilde çizgifilm izleyen Sun Hee'ye baksam da, daha sonra gözlerimi yanıma oturan Jimin'e çevirdim.

"Minjun beni tehdit ediyor."

Sırtını koltuğa yaslamasıyla doğrulması bir olurken, endişeyle bana baktı. "Ne? Ne demek tehdit ediyor?" Sıkıntıyla iç çekip, olanları anlatmaya başladım. Ben anlatacaklarımı bitirdiğimde ise Jimin sinirle etrafta dolaşıyordu.

"İnanamıyorum ya! Bu herifin bu kadar aşağılık olmasına inanamıyorum!"

Yüksek çıkan sesiyle Sun Hee'nin bakışları bize dönerken, Jimin'i yanıma oturtup Sun Hee'ye gülümsedim.

Eve geldiğimde Sun Hee odasında oturmuş beni bekliyordu. Beni görür görmez boynuma atlayıp ne kadar korktuğunu anlatmıştı. Benim yüzümden böyle saçma bir olay yaşaması sinirimi bozuyordu.

"Tamam, sakin ol Jimin."

Jimin saçlarını karıştırdıktan sonra, "Bu adamı polise şikayet etmek için neyi bekliyorsun?" diye sormuştu.

Düşünceli bir şekilde iç çekerek, dudaklarımı büzdüm. Aklımda bir plan vardı fakat bu planı uygulamak için doğru zamanı beklemeliydim.

"Elimde hem Chanyeol'un birinin sakat kalmasına sebep olduğu görüntüler var, hem de Minjun'un beni küçücük bir kız çocuğuyla tehdit ettiği fotoğraflar ve mesajlar var."

Jimin 'yani?' dercesine bana baktığında devam ettim.

"Bunları şimdi polise verirsem başları yanacak, maçtan çekilecekler tamam. Ama bu kadar kolay olmamalı, Jimin. Maçı kimin kazanacağı henüz belli değil, eğer olur da onlar kazanırsa ve yaptıkları şeyler ortaya çıkarsa daha çok tepki çekerler. Kazanamasalar da aynı şekilde, o maça çıktıkları için her türlü önleri açılacak. Ben de bunları kullanarak onların önlerini geri kapatacağım."

Jimin dediklerimi birkaç saniye düşündükten sonra, kafasını sallayarak beni onayladı. "Tamam, sen nasıl istersen öyle yap." Gözlerini birkaç saniye yüzümde gezdirdikten sonra, "İyi de siz Jungkook ile şu an resmen flörtleşiyorsunuz, belki o zamana kadar sevgili bile olacaksınız. Jungkook böyle bir şeyi sakladığın için sana kızmaz mı?" dedi.

İşte bu sorunun cevabından ben de emin değildim.

Ben sessiz kalınca, Jimin elini omuzuma yerleştirip birkaç saniye sıktı. "Neyse neyse, şimdi düşünmeyelim bunları. Zamanı gelince halledilir her şey, endişelenme."

Mecburen onu onayladığımda, Jimin uykusu geldiğini söyleyerek yanımdan ayrılmıştı. O gidince ben de ayaklanarak Sun Hee'nin yanına oturdum. Bir yandan saçlarını okşarken, bir yandan da konuşmaya başlamıştım.

"Uykun gelmedi mi güzelim?"

Sun Hee, sorduğum soruyla anında esnemeye başlarken kıkırdadım. "Ya, hyung! Senin yüzünden esnedim hep." Mızmızlanırcasına konuştuğunda, dudaklarımı yanağına bastırdım.

"Hiçte benim yüzümden değil, uykun gelmiş o yüzden esniyorsun."

Sun Hee trip atarcasına kollarını göğsünde birleştirdiğinde, bir anda ayaklanarak onu kucağıma aldım.

"Hyung! Düşerim dur!" Gülerek bağırmasıyla birkaç saniye duraksadım. "Ben seni düşürmem birtanem." dediğim şeyle kafasını göğsüme yasladığında odasına doğru yürümeye başladım.

for 23 | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin