"Sonuna karşı çık ya da öl."
Kaderinde ölüm yazılı olan kötü bir karakterin içerisinde doğmadan önce tercihlerin hayatı bu kadar etkilediğinin farkında değildim.
Misty Soleil Loungberg, dükün kötü ünüyle nam salmış biricik kızıydı ayrıca orijinal h...
Selamlaaarr, ders çalışırken fırsat bulup ancak tamamladım bölümü, bir önceki bölüm ve bu bölüm kasten durgun tuttuğum bölümler oldu.
Sanırım yazar olarak benim bile kraliçenin serbest kaldığı bölümlere yazmaya elim varmıyor...
Tabii ki yazacağım çatışma olmadan hikayede gelişme olmaz. Çoktan bu bölüme geldiniz ama aklınızda cevaplanmayan sorularınız mı var ?
Hepsini cevaplayacağım, bu hikaye benim ilk hikayem olma acemiliğimle hızlı pişen bir hikaye değil maalesef bu yüzden yavaş gelişiyorum umarım sonraki hikayelerimde bu sorunu çözmüş olurum :)
Bu arada Misty benim içinde tepkileriyle çok ikonik bir karakter size hayalimdeki mimikleri biraz olsun yansıtabilmek için bir derleme yaptım.
Misty ve ifadeleri...
İyi okumalar, sonraki bölüm bunun kadar geç gelmeyecek öpüldünüz benim tatlış okuyucularım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İmparatoriçenin odasından çıktığımda yerçekimi karşısında yere yığılmamak için kendimi tuttum.
Buna yerçekimi deyip bilimi alet etmesem de olurdu, benim başıma gelenler ancak "Dert Çekim Yasası" ile açıklanabilirdi.
Aniden her şeyi bırakıp kendimi bu düşüncenin kuramcısı olmaya adamayı istedim.
"O kadar mı kötüydü?" Sarayın koridorunda aptal gibi dikildiğimi Luna'nın sesiyle fark edip derin bir nefes aldım.
"En kötüsü sayılmaz ama sıranın başlarında yer alabilir."
"Farklı işlerin var." Onu dertli bir çekişle onayladım.
Ne yazık ki yardımcımla sohbet edecek kadar rahat değildim bu yüzden adımlarımı sarayın iç kısmına giden merkez koridorlarına çevirdim.
Bir süredir Serena ile yalnızca mektuplaşabiliyorduk, bunun en büyük sebebi yoğun bir şekilde varis eğitimlerine başlamasıydı. Bugün saraya gelmek istememin bir sebebi de buydu.
Bugün Serena'nın uzun süredir üzerinde çalıştığı meclis toplantısı vardı, diğer aile liderleriyle ve en önemlisi de imparatorluk ailesinin karşısında kendi evini temsilen orada olacaktı.
Benedict'in tepkilerini izlemek için orada olmayı çok istesem de annesiyle yeterince meşguldüm.
Valens'in de toplantıda olacağı gerçeğiyle midemin kasıldığını hissettim, kahrolası afrodizyağın etkisiyle neler yaptığımı tam olarak bilmiyordum.
Üzerine atladığımı hatırlıyordum bana dokunması için yalvardığım görüntülerde silikte olsa hafızamda mevcuttu. O an Valens bana dokunmazsa ölecekmiş gibi hissediyordum.
Bu yüzden Vikontes ile olan kişisel hesabımı zihnimin en karanlık yerine koydum. O kadın çarpık davranışlarının cezasını çekmeliydi.
Ama önce ülkemizin veliaht prensinin ne durumda olduğuna bir bakalım.
