PSİKOPAT ZORBAM +18

three

Bu sefer alarmımı ertelemeden kalkmayı başarmıştım. Mert bu duruma sevinecekti. Hızlıca ağzıma bir şeyler attıktan sonra çıktım evden. Babam hâlâ evdeydi bugün giderdi sanırım. Aşağıya indiğimde mert binanın önünde bekliyordu beni. Mert'in evi benim evimin arka sokağındaydı. O yüzden gelip gitmesi zor olmuyordu.

Birlikte yürüdük okula doğru. Kopardığı bir papatyayı kulağımın arkasına yerleştirdi. Bende bir buse kondurdum yanağına.

Okula yetiştiğimizde derse 15 dakika vardı bu yüzden kantinde Çay içmeye gittik.

Kantine geldiğimizde mert çayları almaya gitti ben ise kapınin girişene yakın masada oturuyordum.

Önüme bı anda çay konulmasıyla irkilerek kafamı kaldırdım. Kaldırdığımda o kişi Buğra'ydı.

- Yeni sınıf arkadaşımıza çay almak bizim görevimizdir. Al afiyet olsun.

Tek kelime edemeden gitti.

Mert geldiğinde yanlış Anlamasin diye birinin kahve yerine çay aldığını beğenmeyince de bana içme teklifi sunduğunu benim de kabul ettiğimi söyledim.

Uzatmayınca da konu hemen kapandı.

Sınıfa girdiğimde tüm gözler beni takip ediyordu. Gerilmeye başladım. Bu gerginliği ne zaman atardım hiç bilmiyordum.

Sıraya oturduğumda Buğra bana

- Beğendin mi çayı güzelim? Kendi elimle demlemedim bir dahakine istersen öyle yaparım.

Deyip hafif bir gülümsemeyle benden cevap bekliyordu.

Herhangi bir olay çıkarmamalıydım. Bu yüzden teşekkür ederek önüme döndüm.

Yan sıramdaki kizlar ters ters bana bakıyordu. Ders boyunca onların bakışlarına maruz kaldım.

Zil çaldığında sıradan kalkmak için hamle yaptığımda derste beni izleyen kızlardan biri sertçe kolumu tutup kendine çekti.

-Bugra' dan uzak dur. Yoksa bu okul senin cehennemin olur.

Kızın saçına yapışık dövmemek için çok zor duruyordum. Ama kafamı sallamakla yetindim.

Teneffüs de bitince tekrar geri yerime döndüm. Mert şimdi ne kadar merak etmiştir of yaa.

Okul çıkışında Mert'in bir işi olduğu için yollarımız ayrıldı. Otobüslerle de hiç ugrasamayacagim için yürümeye karar verdim.

Arkadan bir arabanın beni takip ettiğini hissediyordum fakat farkettigimi anlamasın diye de dönemiyordum arkamı.

Bı anda hızlıca koşmaya başladım. Araba yoktu arkamda derin bir nefes aldıktan sonra tam köşeyi dönecekken bir el beni kendine çekti. Buğra'ydı bu.

Ne işi vardı burada? Neden takip ediyordu beni?

Tam bağıracakken eliyle ağzımı kapatarak iyice yaklaştı bana. Sinirden ve korkudan beynim uyuşmuş durumdaydı.

-Elimi yavaşça kaldıracağım ve sende bağırmayacaksın yoksa seni arabaya bindirir hiç bilmediğin bir yere götürürüm.

Tamam işaretinde gözlerimi Kirptım.

Yavaşça elini çektikten sonra

- Ne yapıyorsun? Neden takip ediyordun beni?

- Belki biraz takılırız diye düşünmüştüm hıı sence?

- Tabi ki de hayır. İzin ver gideyim. Sınıfta kavga çıkmasın diye söylediğin saçma sapan şeylere de bir şey demedim ama burası sınıf değil.

- Öyle mi beni mi korkutuyorsun sen?
Hem bir çok kızın hayalidir benimle takılmak şanslısın ki seni seçtim ben.

- Kızların bu kadar ucuz mu hayali var? Seninle takılmak falan cidden çok komik. Benim erkek arkadaşım da var ayrıca o yüzden uzak dur benden.

Hâlâ çekilmiyordu ve bu beni bugün dolduran son nokta olmuştu bu yüzden dizimle bacak arasına bı tekme attıktan sonra Buğra'nın gerilemesiyle kaçtım.

O kadar hızlı koşuyordum ki bir yarışma da olsaydım kesinlikle birinci olmuştum.

Hızlıca kapıyı anahtarla açtıktan sonra eve girdim ve kapıyı kapattım. Derin bir nefes aldığımı o an hisettim.

Yarın okula nasıl gidecektim? Ya yine aynı hareketleri yaparsa? Mert'in de haberi olmamalıydı yoksa kesinlikle kavga çıkardı. En iyisi hiç bir şey olmamış gibi davranmak.

Üzerimi değiştirdikten sonra dünden kalan yemeği ısıtıp yedim. Mert'le de bir saate yakın konuştuktan sonra bir kaç dersleri gözden geçirip testleri çözdüm.

Benimle Mert'in dersleri gayet iyiydi. Mert hukuk ben ise bilgisayar mühendisliği istiyordum. aynı üniversitede okumak ikimizin de hayaliydi. Hatta üniversite ikide nişan yapıp sonda evlenmek istiyorduk.

Düşüncerimden arındıktan sonra dişlerimi fırçalayıp yatağa girdim. Sonrası derin bir uyku .