fifteen

4K 75 5
                                    

Selinay'dan devam-

İğrenç bir haldeydim. Kendimden bu denli tiksindigim bir an bile olmamıştı şu an dışında. Babamla tek kelime etmedik. Edecek halim yoktu da. Evet açgözlü herifin tekiydi ama kızını satacak Kadar da açgözlü değildi diye düşünürken beni gözünü kırpmadan satmıştı.

Eve geldiğimizde tam banyoya geçecekken babam olacak o adam

- Selinay biliyorum kızgınsin bana ama borcum var hem yakışıklı iyi giyimli belli ki sene seven bir adam o. Mutlu olacağınıza emin olduğum için el sıkıştım. Parayı da artık aile olacağız almamda sıkıntı yok diyerek aldım. Seni sattım diye düşünme sakın.

Sözleri bıçak gibi bedenime saplanıyordu. Bu nasıl bir babaydi? Borçmuş bu kadar umrunda olsaydı yapmazdın. Bir baba ne olursa olsun çalışır bir şekilde bulur ama kızını böyle vermezdi. İgreniyordum ondan. Hiç bir şey söylemeden banyoya gittim. Kapının kapanma sesini de duyunca anladım ki gitmişti o pislik herif.

Aynadaki görüntüme baktığımda bir adım geriledim. Korkunç bir haldeydim. Saçlarım dağınık,makyajım akmış, kıyafetlerim iğrenç görünüyordu. Gözlerim o kadar şişmişti ki gözüm ufacik görünüyordu.

Babam bu halimi görmesine rağmen bile endişelenmemisti. Annem neredeydi? Kesin isteydi.

Kıyafetlerimi bir bir çıkarırken aklıma Buğra'nın dokunduğu yerler geliyordu. Ağlamaya başladım. Boynuma baktığımda küçük küçük morluklar vardı. Tamamen çıplak olduğumda göğüslerimde ,karın bölgemde ,kasiklarımda öptüğüne dair izler vardı.

Aynadaki bedenime baktım iyice. Tiksiniyordum kendimden. Bedenim artık sadece bana ait değildi. Hemencecik suyun altına geçip bir lif aldım elime sabunlayip derim soyulana kadar lifledim. Öptüğü yerler o kadar acıyordu ki liflerken dişlerimle dudaklarımı ısırıyordum acıdan.

Duştan çıkıp odama doğru ilerledim elime ne geldiyse alıp giydim. Açtım ama yemek yemek istemiyordum. Ne yapacağıma dair aklımda hiç bir şey yoktu. Annemi görmem gerekiyordu.

Mert ne yapıyordu? Artık bunu düşünmeye bile hakkım yoktu. Aklıma geldikçe kriz geçirecekmis gibi oluyorum.

Kapı açılma sesi gelince düşüncelerimin arasından sıyrılıp koştum kapıya doğru. Gelen kişi annemdi. Beni karşısında görünce sarıldı hemen.

- Selinay yavrum nerdesin sen o kadar aradım açmadın. Bende polise ifade verip geldim bak. Gün boyunca seni aradım ben annecim. Söyle bana meleğim ne oldu?

Annem işte değil miydi? Beni aramıştı. Kıyamam ona ben. Doğru ya o asla bırakmazdı beni. Ne diyecektim ben şimdi? Gerçekleri asla anlatamazdim annem kahrolurdu.

- Annecim çok özür dilerim arkadaşlarla takılalım derken ben eglenmekten haber vermeyi unuttum. Gerçekten çok özür dilerim bir daha olmayacak söz.

Deyip öptüm yanaklarından. Annem polisi arayıp eve geldiğimi söyleyip şikayeti geri çekti imza atmak için yarın tekrardan Karakola gitmesi gerekiyormuş.

Annem hızlıca yemek hazırlayıp masaya bıraktı. En sevdiğim yemeği yapmıştı fırında tavuk patates ve pirinç pilavı. Ama canım hiç istemiyordu. Normalde olsa ikinci tabağa geçmiştim bile.

Annemi kırmayıp yedim bir şeyler. Babamı sorunca bana bı an bugün yaşananlar geldi aklıma midem tekrardan bulanmaya başladı.

Bilmiyorum deyip geçiştirdim annemi. Annem dizisi olduğu için televizyon karşısına geçerken bende dinlenmek için odama geçtim. Odanın karanlık olduğunu görünce korkup ışığı açtım hızlıca. Kalbimin sesi odada yankılanıyordu.

Yatağa oturduğumda aklıma o an geliyordu. Hızlıca kalktım yataktan. Odayı turlamaya başladım. Kafayı yemek üzereydim. Yere oturdum bir süre. Kapının açılmasıyla o yöne döndüm annem hızlıca yanıma gelip

- bir şey mi oldu Annecim?

Ah anne keşke sana her şeyi anlatabilsem çok korkuyorum anne. Ölecek gibi hissediyorum dayanamıyorum. Demek istedim ama sadece yok bir şey deyip annemi odasına yolladım. Annem çıkarken ışığı kapatmıştı.

Korkudan kalkamadim yerden. Her yerde Buğra'nın sesini duyuyordum. Benim çığlıklarım geliyordu aklıma.

Aklımı yitirmek üzereydim. Hızlıca çıktım odadan oturma odasına geçtim ışığı açtım. Derin nefesler almaya başladım. Kalbimin ritmi yavaş yavaş düzeliyordu.

Televizyonu açıp sesini sadece kendim duyabileceğim şekilde açtım. Kanepe de sabahın olmasını bekledim. Ben böyle yaşayamazdim, yaşamayacaktım. Anne özür dilerim.

Odama hızlıca girip kağıt kalem aldım. Mert ve annemden özür diledim. Böyle daha mutlu olacağımı söyledim. Ve bir kaç şeyler yazıp bıraktım kanepenin üzerine. Saat 7 olmak üzereydi. Annem neredeyse uyandırdı. O bittikten sonra yapmalıyım diye düşünüp annemin uyanmasını bekledim. Notu da hızlıca sakladım.

Annem işe gittikten sonra hızlıca mutfakta bulunan sürahiyi yere fırlatıp yerdeki büyük cam parçacığıni alıp odama doğru ilerledim. Annemin bana bıraktığı yedek telefona baktığımda Buğra arıyordu. Biliyordum numarasını o şerefsizin. Umursamadan kestim bileklerimi.

Ayağımın önüne damlayan kan lekeleri kurtuluşun simgesiydi. Yavaşça bilincimi kaybederken yere düştüm. Sonrası karanlık.

PSİKOPAT ZORBAM +18Where stories live. Discover now