seventeen

3.8K 60 1
                                    

O gün gelmişti catmisti. Babam anneme Buğra'yı çok sevdiğimi bu yüzden evlenmek istediğimi söylemişti. Annem zor bela ikna olmuştu. Az önce de gelip ne kadar konuşsada ikna olsun diye çok sevdiğimi falan söylemiştim.

Midem bulanıyordu. Kasılıyordum sürekli. Ne yapacaktım? Nasıl yaşayacaktım onunla?

Kuaföre gitmek için çıktık evden. Buğra'nın ailesi çok kalabalıkti. Bizim ki de eh işte.

Düğün salonuna geldiğimizde çığlık çığlığa alkışlar kopuyordu. Buğra otuz iki diş sırıtıyordu. Buğra'nın arkadaşları da gelmişti. Hakan ve Berke yanıma gelip tebrik ettiler. Cevap vermedim.

Arkalara gözüm iliştiğinde Alya'yı gördüm. Sinirli bir şekilde bize bakıyordu. Umrumda değildi.

Zorla kaldırıldığım dansta zor bela hareket ediyordum. Buğra kulağıma eğilip

- Çok güzelsin hemde çok. Çok istiyorum seni ama sabredeceğim karıcim.

Hiç bir şey söylemedim. Nikâh memuru geldiğinde masaya geçtik. Ahiret sorusu gibi sorular soruyordu.

Terlemistim resmen. Ağzımdan o evet sözcüğü döküldü. Ölüm fermanıma imza attıktan sonra Buğra zorla çekip sarıldı bana. Buğra sarılırken kapının ucunda Mert'i gördüm. Beni farkettigimi farkedince hızla çıktı. Lavaboya gidiyorum diyerek çıktım salondan.

Gelinliğimi zor bela tutup koşuyordum. Lavabonun duvarına elini yaslamış şekilde duruyordu. Elimi omzuna attığımda hızlıca döndü bana.

Elimi itip gitmeye çalışırken

- Mert lütfen dur lütfen.

O an durduğunu görünce ilerlediği noktaya gittim.

Yüzüne baktığımda kızgınlık, öfke, kırgınlık vardı. Her duyguyu yaşıyordu.

- Ben çok özür dilerim.

- Selinay sen ne kadar iğrenç bir insanmışsin şimdi de evleniyorsun . Çok mu sevdin söyle lütfen? Ben seni nasıl tanıyamamışım. Mutlu musun? Bak kocan zengin de tam rahata ermişsindir

- Mert lütfen dinle beni. Ben hiç bir şeyi bilerek yapmadim. Annemi öldürecekti bu. Mecburen kabul ettim. Ama asla karısı olmayacağım onu. Ben bir tek seni seve-

- sus sevgi kelimesini ağzına alma yakışmıyor. Biraksaydin can verseydim . Kalbimde senin sevginle sonsuzluğa giderdim ne güzel. Ama sen ne yaptın bak? Her şeye bir tek sen mi mecbur bırakılıyorsun Selinay? Mücadele etmeyi asla bilmiyorsun. SEN KENDİNİ SATTIN SELİNAY. beni bahane edip durma artık. Sana mutluluklar.

Hızlıca gidince koştum peşinden. Hayır inanmıyordu bana. Beni ömrünün sonuna kadar iğrenç bir insan olarak bilecekti.

- Mertttt lütfen durrr LÜTFEN. Ne kadar kossaamda nafile . Bir taksiye binip hızla uzaklaşmıştı.

Yere çöküp ağlamaya başladım. Adım sesleri kulağımı doldurunca kapıdaki adamlar beni kaldırmaya çalıştılar ama izin vermedim. Ağlamak istiyordum sadece ağlamak.

Belli ki Buğra'yi arayacaklardi mert'e bir şey yapmasindan korktuğum için ayağıya kalktım ve aramayın gidiyorum dedim adamlara. Lavaboya gidip toz olan gelinliğimi temizledim. Akan makyajı temizleyip içeriye döndüm.

Buğra bana meraklı gözlerle bakarken

- gelinlikle hareket etmek zor oluyor. O yüzden geç kaldım. Dedim.

İnanmışti neyseki. Düğün bittikten sonra anneme sıkıca sarıldım. Bana sürekli emin misin diye soruyordu. Sanırım mimiklerim cümlelerimin tam tersini yansıttığı için yüzümü düzelterek

- Annecim ben Buğra'yı çok seviyorum çok mutlu olacağız onunla gör bak. İnan bana lütfen.

Dedim ağzımdan zor bela bunlar dökülebilmisti. Azda olsa rahatlamış gibiydi. Buğra annemin ellerini öperken yüzüne baktığımda o kadar sahte davranıyordu ki kusacaktim. Babama baktığımda ağzı kulaklarındaydi.

Beni kendine çekip sarılınca iyice nefret ettim ondan. Birde utanmadan bir sıkıntın olursa beni ara diyordu.

Eve geldiğimizde bu gelinlikten kurtulmak için sabırsızlanıyordum. Yukarıya çıktığımda bizim için güllerle hazırlanmış yatak gördüm. Umursamadan dolabı açtım ve annemin bu sabah gelip yerleştirdiği kıyafetlere baktım. Çoğu açık saçıkti. Ne yapacaktım şimdi?

Off anne offf. Mecbur şort askılı gecelik takımıni aldım en iyisi buydu. Banyoya geçip giyindigimde Buğra yatakta yan şekilde uzanmıştı.

Gözleri bana dönünce

- Ee ne zaman geliyorsun yatağa?

- hiç bir zaman.

Dedim soğuk sesimle. Tam odadan çıkacakken önüme dikilip tamam sana dokunmayacağim ama kokundan mahrum etme beni.

- Ne kokusu ne saçmalıyorsun sen? Sana gerçekten güçleneceğimi düşünürsün? Sen bana neler yaptın unuttun mu? Ben unutmadim , unutmayacağım. Şimdi çekil önümden.

İttim onu ama nafile kimildamiyordu bile. Kas yığını pislik. Beni gözleriyle süzüp

- seni çok fena ısıtıyorum çok fena bana ne yapıyorsun sen. Ahhh su anda altımda olman için dünyalari verirdim. Ama söz verdim sana. Yapacak bir şey yok. Seni hayal edip tatmin olacağım gelene kadar.

- iğrençsin.

Önümden çekilince çıktım hızlıca. Hangi odaya gideceğim ben. Buğradan en uzak odayı seçip açtım kapıyı. Çok şükür yatak falan vardı. Misafir odasıydi sanırım. Lüks üç katlı büyük bahçeli villaydi burası. Cehennemim demek istedim.

Kapının arkasında anahtar vardı şükür ki kilitledim kapıyı üç defa. Hızlıca yatağa attım kendimi. Bıraktim uykunun kollarına bedenimi.

PSİKOPAT ZORBAM +18Where stories live. Discover now