thirty-six

2.1K 41 8
                                    

İstanbul'a geldiğimizde her yere özlemle bakıyordum. Yere çöküp opesim vardı taşlarını. Buğra'yla ilk önce yeni evimize gittik. İçeriye girdiğimde kocaman salon vardı. Her yer beyaz ve gri ağırlıkydi. Birde siyah tabi. Bahçesi kocamandi havuzu bile vardı. Üç katlıydı ve gereksiz büyüktü. Buranın kesinlikle krokisini almaliydim yoksa kaybolurdum. Ama tabi bu kocaman ev cehennemim olursa işte o zaman hiç bir yere sığamam. Tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum.

Bazen çok farklı duygular hissediyorum. O yüzden böyle ruh halim değişiyor. Belki de duygularımdan tam emin olamadığım içindir bilmiyorum gerçekten. Bunu bana zaman gösterecek.

Bir kaç parça eşyalarımı alıp buğra'ya anneme bırakmasıni söyledim beni. Ne kadar istemese de geçti arabaya. Eve yaklaştığımızda Mert'in evinin önünden geçtik. Kalbim buruklaşmıştı. Yok abi benim bu kalbimde kesinlikle bir sıkıntı vardı. Tamemen vazgeçtim diyordum ama böyle anıların olduğu yerlere girince bütün söylediğim sözler toz bulutu gibi uçuyordu. Sevgi yoktu hayal kırıklığı çok fazla vardı. Mert erken pes etmişti. Ben karşımda daha kararlı ve güçlü bir mert hayal etmiştim ama o bu kadar zorluğa ve sıkıntıya dayanamadı ve gidip beni aldattı. Onun için ölümle savaştım, canımı ortaya koydum her şeyden en çok da kendimden vazgeçtim ama bir hiç uğrunaymış. Bu durum benim Canımı çok yakıyordu.

Buğra dönüp baktığımda söylemediğim , yapmadığım şey kalmamıştı. En sonda benim için ölmeyi seçmişti işte bu beni ona farkında olmadan yakınlaştırmısti. Bilmiyorum belki de ben yüreğimi teslim edeceğim birini aramıştım hep. Bunların kararını vermek benim için çok erken ama en azından Mert'in korkak ve sevgiyi hakketmeyen bir insan olduğuna emindim. Karşısında onun için kendini feda eden bir kız ve bu kıza ihanet eden bir erkek. Konu tamamen bu. İç hesaplaşmam belli ki uzun sürecekti bu yüzden erteledim.

Evin önüne park etti Buğra. Çok heyecanlıydim. Hemen indim. Eşyalarımı bagajdan çıkarıp önden koşarak gittim. Kapıyı çaldığımda annem lale açtı kapıyı. Annem kesin işteydi. Lalem benim kocaman olmuştu. Sımsıkı sarıldım. Tabi gözyaşlarım şelale gibi akıyordu. Öptüm iyice. O da ağlıyordu. Buğra'yı görünce buruk bir şekilde hoşgeldin dedi. Niye öyle demişti ki? Neyse sorardım bunu.

Lale bır kaç ikram getirdi. Ama hiç yemek istemiyordum. Midemde garip bir kasıntı vardı. Annemi aradım ama açmadı. Neyse gelmesine bir saat vardı zaten. Buğra'ya dönüp

- Eee gitsene ne bekliyorsun?

- Gelsene benle bı Selinay.

Yine ne diyecekti acaba.

- ne var?

- bu konuyu açmak istemiyorum ama o Mert iti seni görüp gelmeye kalkarsa beni arayacaksın hemen kafasına sıkacam onun.

- Kafasına sıkacam ne Buğra sen şizofren misin?

- ister şizofren de ister deli umrumda değil ama o it senin yakınından bile geçmeyecek geçerse de benim haberim olacak o kadar. Senin için adamları da çekiyorum kapıdan ama beni bir şeye mecbur bırakma güzelim.

- canımı sıkma git buradan kafamı dinliyim.

Beni kendine çekip öptü. Karşılık vermedim. İçimden gelmiyordu açıkçası. Buğra tam çıkacakken annem telaşlı bir şekilde kapıyı anahtarla açmıştı. Dönüp baktığımda yüzü bembeyazdı. Hemen yanına koştum.

- Annecim iyi misin ne oldu?

- Selinay baban-

- babam ne? Ne oldu annem?

- ölü bulunmuş.

- Neeeee!!

Babam ölmüştü şu anda ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. O adam bize çok çektirmişti. Onun yokluğuna da alışmıştık şimdi neye uzulecektik ki?

- Nasıl ölmüş yani nerede bulmuşlar işte?

- ara sokaklarin birinde aşırı alkolden kriz geçirmiş.

Anneme baktığımda sadece donuktu o da ne hissedeceğini bilmiyordu. Lale biraz üzülmüştü. Buğra koluma dokunup buradayım dedi. Hazırlanıp hemen çıktık. Hastaneye gittik.

Otopsi sonucuda aşıri alkolden kalp kriziydi. Cenazeyi yıkamak için götürdük. Buruk hissediyordum keşke böyle olmasaydı. Benim babam ölmüştü ama ben böyleydim. Kendimi suçlu hissediyorum. Arabadan indik. Ve yarım saate yakın bir sürüde dışarda bekledik. Annemin donukluğu geçmişti şu anda da üzülüyordu. Belki ben gaddardim Bilmiyorum ama yaptığı hiç bir şeyi unutamıyordum.

Cenaze gömme işlemeleri sırasında mahallediki tanıdıklarimiz geldi birde sadece ismini bildiklerim baba tarafı.

Bı anda bı elin beni çekip tokat atması bir oldu. Annemin bana gösterdiği mukkades halamdi. Neye uğradığıma şaşırdım. Bı ses daha gelince dönüp baktığımda Buğra halamın kolundan tutmuş özür dile diyordu.

Buğra'yı tutup kendime çektim. Halama dönüp senin kardeşin dünyanın en pis babasıydı onun için burada ağıt yakıp üzülecek değilim. Bu vurmana da acılısın diye Bir şey demiyorum.

Yüzüme boş boş bakıp gitti. Buğra bana dönüp

- acıyor mu?

- yok.

- halan olmasaydı ben ona bilirdim ne yapacağımı. Sana kimse zarar veremez korkma.

- beni kendinden de koru o zaman çünkü en büyük zararı sen verdin , veriyorsun bana.

- selinay lütfen yapma böyle sana söz veriyorum her şey çok güzel olacak biraz zaman ver sadece.

Annemin yanına gittim sarıldım sıkıca. Hiç hakketmemisti böyle bir şeyi. Ah canım annem benim. Dua falan okunduktan sonra eve geri döndük. İçimde boşluk hissi vardı. Neden bilmiyorum ama insanların düşüncesinden korktuğu durumu ben yaşıyordum. Belki de insani duygularımdandır.

Küçükken babamı hep farklı hayalime koyardim. Beni seven, sarılan, düşünen bir baba. Ama hayaldi işte. Küçükken gerçeklerle yüzleşecek kadar cesaretli değildim. Ama şimdi cesaretli olup olmamaya bile karar veremeden hayat beni ortaya atıyordu. Yaşanması gerekiyormus demekki.

Eve girdiğimizde Buğra da bizimle girecekken

- gerisini ben hallederim git sen dinlen iyice

- kalmamı istemiyorsun açıkça.

- yas evi burası artık misafirler falan olacak bu yüzden bir kaç günden daha uzun kalacağım.

İstemeyerek tamam dedi.

- ama gelip göreceğim sürekli seni.

- iyi gel gör git.

Buğra'nın beni tekrardan esire çevirmesi bütün iyi niyetimi bitirmişti ona karşı. Beni sürekli kontrol etmeye çalışması sıkıyor. Kendimi çöp gibi hissediyorum. En iyisi biraz mesafeli davranmaktı

Lale çok aglamışti çünkü evden uzaktı ve evin içinde ne olup bittiğini görmüyordu. Bu yüzden babam onun kafasında o kadar da kötü adam değildi. Evet üç beş şey görmüştü ama bu babamı onun için tamemen kötü yapmazdı. Herkes odasına çekilince bende geçtim odaya. Dinlenmek için gözlerimi kapattım. Ve uyku.

Herkese selammmmmm. Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen destek vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum 😚

PSİKOPAT ZORBAM +18Where stories live. Discover now