twenty seven

2.8K 53 10
                                    

Gözlerimi açtığımda arabanın içindeydim. Buğra ön koltukta ben ise arka koltuktaydım. Ellerim, Ağzım, ayaklarim bağlıydı. Öyle sıkı bağlıydı ki hareket edersem kopacağından korkuyordum. İnleme sesi çıkarmaya çalıştım boğazdan sesimi duyması için.

- Uyandın mi karıcım? Hmmmm az kaldı bir saaate kadar yeni evimizde olacağız. Annen üzüldü biraz ama olsun yapacak bir şey yok.

Annem mi ne diyordu bu? Sesimi bir öncekinden daha yüksek çıkarmaya çalıştım.

- ahhh tamam tamam açıyorum hemen bandı.

Hızlıca çekince canım acımıştı. Derin nefes alıp bağırmaya başladım.

- Anneme ne yaptın doğruyu söyle.

- Ne yapacağım annene seninle birlikte Ankara'ya taşınmaya karar verdiğimizi söyledim. Sebep olarak da Mert'in seni rahatsız ettiğini söyleyince bana doğru olanı yaptın dedi. Senin de çok işin olduğu için onu müsait zamanda arayacağını söyledim. Sonra kapattım. İyi yapmışim değil mi? Bak hemen halletim.

- Ya sen ne diyorsun Allah aşkına? Ne içiyorsun ne yiyorsun sen? Bu hareketler normal bir insana ait değil. Hastasın sen hasta. Oradan da kaçarım. Beni dizinin dibinde de tutsan ben yine kaçarım. Bundan sonra böyle.

- iyi her denediğinde sana cehennemi yaşatacağım.

- Şu an yaşadığım şey cehennemden çok mu farksız. Seni hiç bir zaman sevmeyeceğim hiç bir zaman istemeyecegim. Ölene kadar takıntılı bir insan olarak yaşayacaksın.

- O yüzden mi Mert'in senin aldattığını öğrendikten sonra öptün beni? Selinay istediğin kadar konuş, bağır, çağır, kaç. Ama toprağın altında bile olsam benden kurtulamazsin bunu bilerek yap.

- mert beni aldatmadi o dediğin şeyde bir anlıktı.

- böyle şeyler bir anlık olabiliyorsa beni de bir anda sevebilirsin. Kendini yıpratma artık. Yaşa şu hayatı. Sınırsız kartların var, villalar ,yatlar , mekanlar hepsi senin. Sadece seni korumak için bile 50 adamım var. Böyle boş şeylere odaklanma yaşa hayatı benimle. Seni çok seviyorum neden anlamıyorsun beni. Hem sende istersen çocuklarimizda olur.

- ASLAAA! SENİN GİBİ BİRİYLE O YATAĞA BİR DAHA ASLA GİRMEM!!!! BU DEDİKLERİNİ DE AL GİT DİĞER KADINLARA YEDİR BUNLAR BENİM UMRUMDA BİLE DEĞİL.

- Asla diye bir şey yok. Benimde bir sabrım var bunu unutma. Kendini beni sevmeye hazırlasan iyi edersin. Okula falan da gitmeyeceksin bir süre. Hatta seni açığa alacağım. Sınavlari da hallederim o zamana kadar akıllı olursan seni üniversiteye de gönderirirm. Şimdi yine aynı şeyleri tekrarlayacaksan sus.

- Yine intihar ederim. Kurtulurum bu sefer senden anlıyor musun?

Büyük bir kahkaha patlatinca korktum.

- Öyle bir fırsatın olmayacak ama sen bilirsin. Senin odanı özel olarak tasarladım. Her şey plastik. Odanda ayna yok bunun için üzgünüm. İdare edeceksin mecbur. Sen uslu durdukça kocan sana istediğin her şeyi alacak söz veriyorum.

- ALLAH SENİN BELANI VERSİN!!! ALLAH SENİN BELANI VERSİN!

Büyük bir villanın önünde durmuştu araba. Bildiğin ormandi burası. Bizim dışımizda kimse yoktu. Benim tarafıma gelip tekte kucağına aldı beni. Hayvan gibi kasları vardı. Benden beş tane daha rahat taşırdı. Pislik.

Yukarıya geldiğimizde bahsettiği odaya getirdi beni. Yatağın üzerine bırakınca yüzlerimiz iyice yakınlaşmısti. Gözleri dudaklarima kayınca çektim kendimi.

Bu odada güvende olduğun için çözüyorum seni. Sana güvenirsem kapıyı da kilitlemem.

Kafada hızlı bir plan yaptım ve tek çıkış yolum onunla iyi geçinmekti. Buğra çıkmak üzereyken elini tuttum hızlıca.

- Bana böyle hayvan gibi davranırsan seni nasıl sevebilirim ki? En azından kapıyı kilitleme. Senden başka çıkışım yok bunu bana çok iyi ispatladin. Tamam seni sevmeye çalışacağım ama bana böyle davranma lütfen.

Yüzüme anlamsız bir bakış atıp iyice yakınlaştı bana. O geldikçe ben bir adım gidiyordum.

- Ne yani şimdi seni şu an öpsem bana tokat atıp kaçmaya çalışmayacak mısın?

Haydaaa bunu akıl edemedim işte. Kafamı hayır anlamında salladıgimda kafasıni boynuma gömüp ıslak öpücükler bıraktı. Midem de vücudumda Kasım Kasım kasılıyordu ama tutmalıydim kendimi. Yüzüme baktığında gülümsedim zorda olsa. Tam dudağımi öpecekken

- bunlara alışmam biraz zaman alabilir bana şans ver lütfen.

Gözlerime baktı. Ellerini yüzümde gezdiriyordu. Dudaklarima geldiğinde parmağıyla daireler çiziyordu.

- bu güzel dudağından harika cümleler dökülüyor karıcım. Afferim sana. Tamam öyleyse hadi bana yemek hazırla bakalım.

Odadan çıkınca tuttuğum nefesimi hemen verdim dışarıya. Biraz daha kalsaydı oksijensizlikten bayilacaktim. Mideme kramplar girmişti. Bu yakınlaşma işini bir şekilde ertelemistim ya ona göre süre bitseydi ne olacaktı? Hızlı davranmam gerekiyordu bu yüzden. İki hafta dolmadan kaçmalıydim.

PSİKOPAT ZORBAM +18Donde viven las historias. Descúbrelo ahora