PSİKOPAT ZORBAM +18

fourteen

-Buğra'dan devam-

Selinay ile birlikte olup onu öylece bırakıp gitmekti planım ama olmadı. Ona dokunurken masum yüzü, zarif hiç dokunulmamış bedeni beni benden aldı.

Ona her dokunuşumda cennetteymişim gibi hissettiriyordu. Bu güne kadar bir çok kızla birlikte olmuştum hiç biri onun gibi değildi. Liseye gittiğime bakmayın okulu 3 yıl okulu bıraktıktan sonra devam ediyordum.

Dudaklarıni öperken bütün bedenim arzuyla doluyordu. Her saniye istiyordum onu. Deli gibi istiyordum onu. Çok ağlıyordu bu beni mahvetsede arzularıma karşı koyamıyordum. İç çamaşırlarıni çıkardıktan sonra bedeni tamamen seriliydi yatakta.

Dolgun göğüsleri vardı. Her şeyiyle kusursuzdu. Göğüslerini öptüğümde bambaşka bir evrende gibi hissediyordum kendimi. Bu kız bambaşkaydı.

Alt çamaşırimi çıkardığımda sonunda o an gelmişti. İçine girdiğimde selinay bağırmaya başladı. Elimle ağzını kapatıp boynunu öperek onu rahatlatmaya çalıştım.

Bu kız artık benimdi. Sadece benim.

Yarım saatin sonunda ona sarılarak uyudum. Bulutların üzerinde gibi hissediyordum.

⌛

Selinay mert denen Şerefsizi çözmeye gidince hazırlanıp bende çıktım peşinden. Ağlıyordu hâlâ. Pişmanlık hissini o ağlayınca hissediyordum ama her şey çok güzel olacaktı.

Selinay'ın babası açgözlü herifin tekiydi. Uçan kuştan para almıştı.

Çöpü eşeledikçe kokusu çıkar dedikleri buydu. Selinay yanımda asla kalmak istemeyecekti bu yüzden babasına para teklifi yapıp selinay'ı yanımda tutabilirdim.

Görüşmeye selinay'ı götürüp götürmemekte kararsızdim ama babasının onu bana verdiğini görmesini istiyordum sonra inanmazdım çünkü.

Arabada yol boyunca ağladı. Onu böyle görmek istemiyordum ama bir şeyde diyemiyordum çünkü tüm suçlusu bendim.

Haz duyguma yenilip onu çok incitmistim biliyorum ama ben kendimde değildim gerçekten. Şu an beni dinlemeyecegini biliyordum o yüzden sustum.

Bir restorantin önüne geldiğimde inmeden önce Selinay'a

- Anneni düşün ve saçma sapan davranmaya kalkma. Babanın nasıl bir insan olduğunu biliyorsun. Tek yanlış bir hareketinde bedelini annen öder. Ona göre.

Diyip cevap vermesine fırsat vermeden kolundan tutup ilerledim. Babası ikinci masada oturuyordu. Selinay'ı görünce hızla kalkıp yanımıza geldi.

Anlaşılan biraz da olsa baba rolü oynayacaktı.

Kızını kendine çekip

- Ne bu halin Selinay ne oldu sana?

Selinay ağzını açacakken

- Biz masaya ilerleyelim orada anlatacaz her şeyi.

Masaya oturduğumuzda babası bana bakıyordu. Yüzündeki ifadeyi anlayamıyordum üzgün müydü, sinirli miydi bilmiyorum.

Hemen konuya girdim.

- Kızınız selinay'ı sizden istiyorum. Karşılığında çok yüklü miktarda para alacaksınız. Karamanoğullarina dünür oluyorsunuz yani.

Babası ağzı kulaklarında bana bakıp

- Damat ne kadar bir paradan bahsediyorsun?

Balık yeme gelmişti tabiki de. Şerefsiz.

- Bende para çok. Ne kadar isterseniz.

Diyip yüzüne baktım.

- 5 milyon.

Tam tahmin ettiğim gibiydi.

- Tamam o zaman. Selinay o zamana kadar sizde kalsın ama bir şartım var dışarıya adımını bile atmayacak hiç kimseyle görüşmeyecek. Bir kaç güne zaten artık karım o benim.

Diyip Selinay'ın yüzüne baktığımda o kadar tepkisizdi ki ölü gibi duruyordu. Kulağına eğilip

- Sakın sorun çıkarmaya kalkma hem bakireliği gitmiş bir kıza babası ne yapar biliyor musun sen? O yüzden sus güzelim. Sadece benim olacağın güne kadar bekle beni.

Selinay yüzüme sinirle baksada babasıyla el sıkışıp kalktım masadan.

Nikah işlemelerini başlatmak için işe koyuldum.