#42

423 52 17
                                    

Sitenin bahçesine giren Emir'i gördüğümde derin bir nefes alarak oturduğum banktan kalktım. Eve girecektim ama girmeden önce beş dakika konuşmak istiyordum.

"Emir," dediğimde bana döndü. Önce gülümsedi, ardından kafasını sallayarak gülümsemesini sildi. "Beş dakikan var mı?"

"Yok," dedi yanımdan geçerken ama onu umursamayarak önüne geçtim. "Ne yapıyorsun? Vaktim yok demiştim."

"Yine mi başka birine sözün var?"

"Ne?"

"Her neyse, konumuz bu değil," diyerek bir adım geri çekildim. Fazla yakın hissetmiştim ve bu yakınlık beni rahatsız ediyordu. Önceden etmezdi. "Merak etme, son kez konuşuyorum."

"Neyi?"

"Ben spor salonuna artık gelmeyeceğim."

"Neden?" diye sorduğunda ciddi mi diye yüzüne baktım. Bu kötü çocuk oyununun eğlencesi kaçmıştı, artık sadece sinir krizine sokuyordu beni.

Ne krallık ne başka bir şey... Hiçbiri umrumda değildi.

"Gerçekten soruyor musun?"

"Evet, soruyorum. Yok öyle ortasında bırakmak, geleceksin."

"Geldiğim günlerin parasını hesaplarsan öderim ama artık gelmeyeceğim. Şimdi, iyi geceler."

Bu sefer ben gidiyordum ki öne atılarak "Bekle," dedi. "Ben henüz konuşmadım."

"Dinlemek istediğimi düşünmüyorum."

"Dinleyeceksin."

"Bana emir verme," dedim sakin kalmaya çalışırken. "Yeter artık, oyun mu oynuyorsun sen bana?"

"Hayır."

"Neden değiştin böyle?" diye sordum etrafa bakarken. Sesim bile kısılmıştı.

"Değişmedim Meyra, elli kere mi söyleyeceğim? Hep böyleydim."

"Hâlâ ters davranıyorsun... Ben gerçekten boşa konuşuyorum."

"Ne oldu?" diye sordu sırıtarak. "Hani kötü çocuk istiyordun? Hani kötü çocuk seviyordun? Şimdi ne oldu?"

"Sen kötü çocuk değildin!" dedim sinirle. "Rol yapıyorsun sanki."

"O kadar belli oluyor mu ya?"

"Alay etme benimle."

"Kötü çocuk istiyordun ve al sana kötü çocuk, sorun ne?"

"Sorun ilk başta bana iyi hâlini göstermen. Ben sana güvendim, birkaç şey söyledim ve sen bunları kullanıyorsun şu an."

"Kullanmıyorum."

"Evet, kullanıyorsun. Sana güvenmekle çok büyük bir hata yaptım. Aptal, embesil."

"Ne?" diye sordu fakat şaşkın değildi, aksine gülüyordu. Hoşuna mı gidiyordu ona hakaret etmem?

"Komik mi?"

"Aferin kız sana, gözüme giriyorsun."

"Emir sen... Ruh hastası mısın?"

"Ne oldu da sesin yükseldi?"

"Değişirsin sandım," dedim sakinleşmeye çalışırken. "Eskiye dönersin sandım ama yok, umut yok senin için."

"Demek ki neymiş Meyra? Kötü çocuklar sana göre değilmiş, hassas kalbin kötü çocuklara dayanamazmış..."

"Sorun kötü çocuk değil, iki yüzlü olman. Hâlâ anlamıyorsun."

"İki yüzlü deği-..."

"İki yüzlüsün. İnsanların sana söylediği şeyleri kullanıyorsun."

"Akıllandın mı?"

"Ne diyorsun?" diye sordum kaşlarımı çatarak.

"Öylesine soruyorum, artık kötü çocuk istiyor musun?"

"Kötü veya iyi kimi istediğim seni hiç ilgilendirmez. Seni istemiyorum, bunu bil yeter."

"Tamam, dinle önc-..."

"Dinlemek istemiyorum, iyi geceler."

"Dinlesene bi' kızım, bir şey sö-..."

"Yeter, sus." diyerek arkamı döndüğümde önüme geçerek durdurmaya çalıştı ama bir adım kayarak ona çarpmaktan son anda kurtuldum. "Dokunma artık bana."

"Meyra her şey oy-..."

"Öf, duymak bile istemiyorum. Git başımdan, başka birine randevun yok mu senin?"

"Yok, sadece seninle konuşmak istiyorum."

"Anla artık Emir, biri seninle konuşmak istemediğinde onu zorlayamazsın. Çık mağarandan."

"Meyra dinlesen hak verecek-..."

"İyi geceler." diyerek apartmana girip kapıyı kapattım. Arkama bile bakmadan yukarı çıkmaya başladığımda bir şeyler homurdandığını duyuyordum.

Birkaç bölüm daha gelir yazabilirsem, beğenmeyi unutmayalım. Seviliyorsunuz ♡

Meyra'nın kötü çocuk sevdasının burnundan gelmesi hakkında ✍️🏻 siz siz olun kızlarım, size bebek gibi davrananlarla olun 💌

(Bunları yazarken yıllardır yalnız olan benim ekrana yansıyan görüntüm, beni kırk yerimden bıçaklıyor)

Okur ve YazmazWhere stories live. Discover now