#44

472 53 26
                                    

"Engelledim," dedim Eylem ile kantinde otururken. Hâlâ flörtü olan Buğra ile konuşuyordu. "Rahatladım aslında, çok rezil olmuştum."

"Bence engellememeliydin," dedi telefondan kafasını kaldırarak. "Onun ne suçu var? Emir ile onun bağlantısı ne?"

"Anlamıyorsun Eylem, öyle çok saçmaladım ki... Daha fazla konuşmak istemedim."

"Çok kafaya takıyorsun, sanaldan biri. Hiçbir zaman görmeyeceksin."

"Bir kere profilimi görmüştü, belki de hâlâ aklındayım."

"Sanmıyorum, hemen engellemiştin."

"O haklıydı, Emir'e ilk başta tokat atmam gerekiyordu. O gün, başka bir kızın yanına gidiyorum dediğinde. Çok utanıyorum."

"Eridin bittin iki günde ya," dedi sinirli bir şekilde. "Allah aşkına sen hangi milletten utanıyorsun? Yıllardır akıllanmayan bu milletten utanacak değiliz."

"Milletten ne utanacağım be? Sanal arkadaşımdan utanıyorum."

"Adı üzerinde sanal, aman..."

"Sağ ol Eylem," dedim dik dik bakarken. "Bu kadar yardımcı olma, Buğra ile konuşmaya devam et sen."

"Ne yapayım Meyra... Çok aşığım."

"Off... Zaten herkes sizi seviyor," diyerek ayağa kalktım. "Beni seven yok, gidiyorum ben."

"Ne oldu ya?"

"Hiç." diyerek bitmiş kahvenin karton bardağını çöpe atarak kantinden çıktım. Bir şeyler anlatıyordum ama hâlâ telefonuyla uğraşıyordu, Eylem bile artık benim saçmalıklarımla uğraşmıyordu.

Harika, artık gerçekten yalnızdım.

Ayaklarımı vura vura merdivenlerden çıkarken karşıma çıkan panoya bile sinirle baktım. Bilgi yarışması kazananı olarak kendi adım yazıyordu, panonun yanına giderek kağıdı çekip buruşturdum. Çöpe giden kağıda bir saniye bile bakmamıştım.

"Meyra," dedi yan sınıftan Selim yanıma gelerek. "Kızlar arasında yapılan bilgi yarışmasını kazanmışsın, tebrik ederim."

"Ne bilgi ne bilgi... Hayat kurtarıyor."

"Anlamadım."

"Uğraşamam seninle Selim, çekil önümden." diyerek yanından geçmeye çalıştığımda beni dinlemeyerek yanımda yürümeye başladı.

"Sorun ne?"

"Erkek olman."

"Ne?"

"Senin sevgilin yok muydu?"

"Ayrıldık."

"Ne zaman?"

"Oldu bayağı," dediğinde baygın baygın bakmaya başladım. "Yani," dedi elini ensesine atarak. "İki günü geçti."

"Allah'ım beni kör et, kör!"

Sınıfa girerek kapıyı çarptığımda Burak bana bakıyordu. Sırama oturduğumda öğretmenler masasının oradan yanıma gelerek oturdu.

"Bastığın yerler titriyor kızım, neyin var?"

"Hiçbir şeyim yok, neyim var ki zaten?"

"Sabahtan beri bir tuhafsın," dedi Burak yüzümü incelerken. "Ne oldu? Okuduğun kitapta kız ellinci kez oğlanı mı affetti?"

"Kitap falan okumuyorum ben."

"Delirdin mi kız? Ne demek okumuyorum? Tövbe tövbe..."

"Burak," dedim ağlar gibi. "Beni niye aldattın köpek?"

Okur ve YazmazWhere stories live. Discover now