32.BÖLÜM: SÜRPRİZ

2.1K 129 50
                                    

'Hayat her zaman, bugün olduğu kadar gülümsesin bana

Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.

'Hayat her zaman, bugün olduğu kadar gülümsesin bana... Her zaman umudum, hayallerimi takip etsin. Ben hayal kurdukça, umutlarım var olmaya devam etsin. Sevdiklerim hayatımdan, kalbimden hiç ayrılmasın...'

32.BÖLÜM: SÜRPRİZ

Dağılmak. Durumumu tek açıklayan sözcük buydu. Dağılmış durumdaydım. Gözlerimdeki yaşlar, umutlarım kadar kurumuştu. Kalbimdeki acı tonlarca Demir kadar ağırdı. Sanki, sanki bir uçurumun kenarındaydım. Uçurumun kenarındaysanız iki şansınız vardı; ya o uçurumdan atlayacaktınız yada uzaklaşıp kurtulacaktınız. Ne yapacaktım peki? Atlayacak mıydım? yoksa kurtulmak için savaşacak mıydım? Belkide o uçurum olucaktım. Bir savaşı kazanmak için savaşçı olmak yetmezdi, savaş olmak gerekti. Bende hayatımdaki bu savaşın içinden savaş olarak çıkacaktım. Artık yenmem gereken savaş kendimdim. Bir aydır durumum bundan ibaretti. Kafamın içi bir savaş meydanı, içindeki düşünceler birer askerdi. Görkem, Kardeşim tam bir aydır kayıptı. Ne bir haber vardı, ne de bir umut. Barlas, Batu, Demir bey herkesin tek seferberliği Görkem'i bulmak olmuştu.

"Bebeğim iyi misin?"

Saçlarımı okşayan bu endişeli ses Barlas'dan başkasına ait değildi. Hafifçe başımı salladım.

"Üşüyeceksin, hadi içeri geçelim artık uyumalısın. Çok yorgun gözüküyorsun."

Buruk bir gülümseme geçti dudaklarımdan.

"Kötü görünüyorum..."

Barlas gülümseyerek yüzüme düşen bir kaç tutam saçımı kulaklarımın arkasına sıkıştıydı.

"Kötü görünüyorsun demedim. Yorgun görünüyorsun dedim. Hem... Yorgunken de çok güzelsin. Güzelliğini gölgeleyebilecek her hangi bir şey yok."

Dolan gözlerimi bir kenara bırakıp gülümsedim.

"Korkmuş mudur?"

Barlas'ın soran bakışları beni bulduğunda, sonradan anlamış gibi gözlerini kaçırdı.

"Görkem çok cesur bir çocuk güzelim. Tıpkı ablası gibi..."

"Dayanamıyorum Barlas..."

Barlas beni göğüsüne çekti.

"Dayanmak zorundasın güzelim. Sen çok güçlü bir kadınsın... gördüğüm en güçlü kadınsın sen."

Başımı iki yana sallayarak, Barlas'dan uzaklaştım.

"Değilim işte, güçlü falan değilim ben! Bak gözlerime görüyor musun? Mosmor! Bak ayağa kalkacak gücüm yok benim, anlıyor musun! Ellerimde, ayaklarımda derman yok."

Bağırmaya başladığımda Barlas beni yeniden kendine çekmeye çalışmış bu kez başaramamıştı.

"Yapma! Bana acıma, teselli etme, yapma Barlas. Bu kadar dağılmış Halime güzel deme, güçsüzlükten uyuşmuş bedenime rağmen bana güçlü deme. Yapma..."

SİRİUSΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα