KAYIP GEZEGEN 8. BÖLÜM: DOST

1.3K 102 23
                                    

Dost denen şey her derdinde yanında olan değildi derdini sahiplenendi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dost denen şey her derdinde yanında olan değildi derdini sahiplenendi. Göz yaşlarını silen değil kendi göz yaşlarını üzerine ekleyendi. umut veren değil umut olandı...

KAYIP GEZEGEN 8. BÖLÜM: DOST

Direksiyondaki elim tir tir titriyordu. Her bir parmağım, her bir uvzum. anlatamazdım size Korkumu, hüznümümü, endişemi, merakımı anlatamazdım. Hiç bir sözcüğe sığdıramıyordum canımdan can kopartan duygularımı. Kalbim sıkışmıştı. Bir cam fanusa kapatılmıştı. İçerisi havasızdı, karanlıktı, ıssızdı. Korkuyordum. bir zamanlar karanlıktan korkan ben, şimdi büsbütün karanlık olmuştum. İçim dışım kapkaranlık olmuştu. Ne önümü görebiliyordum ne gerimi. Bir gözüm Barlas'a kayıp duruyordu ara ara gözlerini aralasa da bilinci bedeninden ayrılmak için her yolu deniyordu. Alnı terden su gibiydi. Bir eli yaralı karnındaydı, kan bulaşmıştı her bir yanına. Titreyen dudaklarımı zorlukla araladım.

"Dayan Barlas! Lütfen dayan..."

Sesimle zorlukla gözlerini araladı.

"M-Merak etme ölüp de başına b-bela olmayacağım."

Başımı sinirle iki yana sallarken kaşlarım çatıktı. Başına bela olmayacağım... Keşke kalbime yara olmaktansa başıma bela olsaydın Barlas Korhan. Ona bir şey olursa başıma bela olmasından korktuğumu zannediyordu. Bilmiyordu. Allah kahretsin ki hiç bir halt bilmiyordu! Onu defalarca kaybetmekle sınandığımı bilmiyordu! Beş senedir her allahın günü dönmesi için yalvardığımı, gözlerimi ağlamaktan küstürdüğümü bilmiyordu. Her gece başımı yastıktan onlarca kabusla kaldırdığım hakkında en ufak bir fikri yoktu. Kalbimin içeride paramparça olduğu aklından bile geçmeyen bir ihtimaldi.

"D-Doğru. Ölüp de başıma bela olmanı istemem."

Dedim sesimdeki acımasız tonla. Ve tezat olarak hemen ardından burnumu çektim.

"Neden a-ağlıyorsun o zaman?"

gözlerimi yoldan ayrımadım.

"Kim olsa ağlardı."

"Hayır, ağlamazdı."

Buruk bir tebessüm geçti dudaklarımdan ve arabayı durdurdum. Sonunda kısa, bir o  kadarda uzun olan yol bir şekilde bitmişti. Arabadan koşar adım inerek Barlas'ın emniyet kemerini çözerek yeniden bir koluyla omzumdan destek almasını sağladım. Eve ulaşmamız sanki saatler sürmüştü! Barlas'ı koltuğa yatırdıktan sonra sirius merakla ayaklarımıza dolandı.

"Sirius dur!"

Minik kedim küskünlükle bizden uzaklaşırken Barlas yattığı yerden kısık gözleriyle kıpkırmızı olmuş gözlerimi izliyordu.

SİRİUSWhere stories live. Discover now