KAYIP GEZEGEN 26. BÖLÜM: SANCI

915 108 35
                                    

Eğer bir gün biri sana aşkı sorarsa hiç düşünmeden bizi göstersin parmakların

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eğer bir gün biri sana aşkı sorarsa hiç düşünmeden bizi göstersin parmakların. Eğer biri sana sonsuzluğu sorarsa aklına değil kalbine gelelim hemen. Eğer biri sana bir başkası için nefes alınır mı diye sorarsa korkmadan arala dudaklarını bir tanem.

KAYIP GEZEGEN 26. BÖLÜM: SANCI

"Merhaba güzel bebeğim. Bugün büyük gün! İçimdeki coşkuyu, heyecanı biraz da korkuyu hissedebiliyorsundur sanırım. Evet bir tanem evet. Bu akşam o akşam... Babaannen birkaç saat sonra burada olacak. Onun için birkaç çeşit yemek yaptım. En güzel masa örtümüzü çıkarttım. Her şey kusursuz olacak hissediyorum bebeğim. Benim sana kavuşacağım gün nasıl gelecekse babanın annenle kavuştuğu günde öyle geldi. Baban da en az senin kadar annesine muhtaç güzel bebeğim. O da en az senin gibi ihtiyaç duyuyor ona. O yarım kalmış bir çocuk ve biz onu tamamlayacağız bir tanem. Birlikte başaracağız. Birazdan baban gelecek ve masayı gördüğünde önce kendimi yorduğum için çok kızacak. Ama sonra babaanneni görünce... Yumuşar belki ha? Ne dersin bebeğim? Baban mutlu olacak mıdır? Yoksa tam tersi mi... Ah bebeğim ah içimdeki endişeyi keşke anlatabilsem sana. Her neyse canımın içi şimdilik titreyen ellerimin izin verdiği kadar yazabildim sana. Şimdi seninle aşağı ineceğiz ve yaptığımız yemeklere bakacağız. Seni seviyorum bebeğim. Seni seviyoruz ve seni gökyüzündeki tüm yıldızlar sönene kadar seveceğiz biriciğim."

Yeşil defterin kapağını dikkatlice kapatarak parmaklarımı karnımın üzerine yerleştirdim. Onu hissetmeyi seviyordum. Ona dokunmayı, beni hissetmesini, içimde atan minik kalbinin sesinin kulaklarıma dolmasını seviyorum. Dudaklarımda belirginleşen aşinası olduğum gülümsemeyle yerimden yavaşça doğruldum. Üzerimde turuncu, bol ve diz kapaklarımın altında biten bir elbise vardı. Saçlarımda ise ince beyaz bir taç. Bebeğimin odasındaki ufak aynadan görüntümüzü bir kez daha süzdüm.

"Seninle bir başka güzeliz bebeğim..."

"Peki ya benimle?"

Barlas'ın sesiyle bir elim kalbimin üzerine kapandı. Bir anda belimi saran kollarıyla irkilsem de burnuma dolan konusu tüm vücudumun gevşemesini sağladı ve başımı dudaklarımdan ayrılmayan gülümsemeyle Barlas'ın göğüsüne yasladım.

"Sen mi geldin?"

"Ben geldim güzelim. Siz ne yapıyorsunuz burada?"

Omuz silktim ve hafifçe başımı kaldırarak Barlas'ın karşısında durdum.

"Bizde bebeğimle dertleşiyorduk."

Barlas önüme doğru düşen saçları iç gıdıklayan hareketlerle arkama doğru çekti.

"Ne derdi varmış benim güzel karımın?"

Gülümseyerek omuz silktim.

"Hiç... Sadece dört ay kaldı ve-"

"Ve?"

O an zihnime dolan düşünceler gözlerime taşarken alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.

SİRİUSWhere stories live. Discover now