KAYIP GEZEGEN 27. BÖLÜM: "MELEĞİM"

1K 89 18
                                    

Sizin şehirde yaşadığını sandığınız insan kalbinizde nefes alıyorsa değil şehri terk etmek şehri yaksanız bile geride bırakamazdınız onu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sizin şehirde yaşadığını sandığınız insan kalbinizde nefes alıyorsa değil şehri terk etmek şehri yaksanız bile geride bırakamazdınız onu. Kalbiniz göğüsünüzde attığı müddetçe o sizinle gelmeye devam edecekti

KAYIP GEZEGEN 27. BÖLÜM: "MELEĞİM"

Mavilerime değen yeşillerinden, önce bir göz yaşı süzüldü. Ardından ne o durdu olduğu yerde ne de ben durdurabildim giderek ağırlaşmış bedenimi. Benim adımlarıma karşın attığı daha büyük adımlarla terasın ortasında önce bedenlerimiz ardından ruhlarımız sıkıca sarıldı. Elleri saçlarımda gezerken boynuna sıkıca sarılıyordum. Aramızdaki mesafe bebeğimden kaynaklanıyordu. Aramızdaydı, bir boşluk oluşturuyormuş gibi duruyordu ancak o içimizdeki tüm eksikleri, boşlukları teker teker dolduruyor kırıkları topluyordu.

"Çok korktum Sirius! İyisin değil mi?"

Bedenlerimiz ayrılırken elleriyle yüzümü sıkıca sardı ve duygu dolu gözleri yüzümde dolaşmaya başladı hasar tespiti yaparmışçasına. Gülümseyerek başımı salladım. Bir göz yaşım Barlas'ın ellerinde hayat buldu.

"Üzgünüm güzelim çok üzgünüm. Bir daha seni asla yalnız bırakmam asla!"

Batu'nun arkamızdan yükselen adımları ve hemen ardından adım seslerine eklenen yalancı öksürüğüyle bakışlarımız Batu'yu buldu. Biraz önceki haline nazaran oldukça ciddi görünüyordu zira mavileri oldukça koyulaşmıştı.

"Bırakmayacaksın kardeşim. Bu kızı artık değil bir dakika bir saniye bile yalnız bırakmayacaksın. Her şeyi geçtim o telefon bir daha kapanmayacak kapiş? Şimdi ben karımın ve kızlarımın dizinin dibine dönüyorum sizde az oynaşın kız zaten yorgun."

Batu ne cevap vermemizi bekledi ne de bir cevap bekledi hızlı adımlarla önümüzden ilerlemeye başladı ta ki Barlas'la aynı anda dudaklarımız aralanana kadar.

"Batu!"

"Batu!"

Batu hafifçe başını bize çevirdiğinde kaşları çatık görünüyordu.

"Önce sen söyle."

Diye fısıldadım Barlas'a doğru. Önce gözleri gözlerimde oyalandı ve daha fazla beklemeden başını sallayıp dudaklarını mahçupça araladı.

"Eyvallah kardeşim."

"Çok sağ ol Batu..."

Diye eklemiştim Barlas'ın minnet dolu sesine.

"Her zaman."

Batu dudağının kenarıyla gülümsedikten sonra terastan hızlı adımlarla ayrıldı. Artık yalnızca Barlas ve ben vardık. Birde kalp atışlarıyla yaşadığını fısıldayan minik bebeğimiz... Barlas'ın dudaklarını saçlarımda hissettiğimde gülümsedim...

SİRİUSWhere stories live. Discover now