KAYIP GEZEGEN 28. BÖLÜM: KAYBETME KORKUSU

900 85 11
                                    

Bir kez daha anlamıştım, bazı kalpler göğüs kafesimize sığamayacak kadar büyük oluyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir kez daha anlamıştım, bazı kalpler göğüs kafesimize sığamayacak kadar büyük oluyordu.

KAYIP GEZEGEN 28. BÖLÜM: KAYBETME KORKUSU

Sevgili bebeğim,
Bugün seninle birlikteliğimizin sekizinci ayını geçtik. Belki de bu sana yazdığım son satırlar güzel bebeğim. Merak etme sana veda etmiyorum yalnızca seni karşılıyorum çünkü seni yakında kucağıma alacağım. Şimdiden hoş geldin bebeğim. Sen benim dünyama geleli epey bir zaman oldu ama bu dünya henüz seni tanımadı canımın içi. Sen bu dünyaya geldiğinde benim dünyam sen olacaksın. Umarım ki geldiğin bu dünyayı, dünyamı güzelleştirirsin çünkü bu dünyanın sana ihtiyacı var. Ve annenin de bir tanem. Annenin de sana çok ihtiyacı var. Alamadığı kokuna, duyamadığı sesine, göremediği gözlerine, tutamadığı minik ellerine çok ihtiyacı var bebeğim. Sen annenin mucizesisin. Yalnızca annenin değil, babanın da mucizesisin, umudusun... Baban senin geleceğini öğrendiğinde tek yaptığı elimden tutup beni "evleniyoruz" diyerek götürmek oldu biliyor musun? Komik değil mi? Ah tabii komik! Senin baban bir deli bebeğim. Kocaman kalpli bir zır deli! Ama eminimki bu hayatta güveneceğin yegane kişilerden biri baban olacak. Hiç şüphem yok bir tanem. Senin öyle bir baban var ki yere düştüğünde kaldırmaktan ziyade seninle o yerde yuvarlanacak. Yeri gelecek seninle ağlayacak. Senin dünyalar kadar kalbi olan bir baban var ve seni o dünyalar kadar kalbinin içine sığdırmayı başaracak. Tıpkı annen gibi... Seni tek bekleyen biz değiliz bebeğim. Abin de merakla seni bekliyor. Her gün soruyor gelip gelmediğini. Gelmedi dediğimde üzülse de bozuntuya vermiyor. "Ben onu beklerim o yeter ki gelsin" diyor hep. Dayın da öyle bebeğim ah senin deli dayın! Eminim en çok onu seveceksin! Onu son bir haftadır her aradığımda doğurduğumu düşünüp telefonu telaşla açıyor ve eminimki bir yandan da evden çıkmaya çalışıyor. Dayının deli olduğunu söylemiştim değil mi? Bir tanem seni dört gözle bekliyoruz. Şimdiden hoş geldin güzel bebeğim. Sana sekiz aydır neredeyse her gün yazıyorum. Benimle, yanımda olamadığın her günü yaşa istedim. Yanımda nefes alamadığın her günü yaşamış gibi hisset istedim. Seni seviyorum bir tanem. Hoşça kal ve hoş geldin. Hoş geleceksin... Seni gökyüzündeki tüm yıldızlar sönene kadar seveceğiz...
Seni çok seven annen

Son defa yazdığım yeşil kapaklı defterin kapağını dolu gözlerle özenle kapattım. Bugün sondu. Ona son seslenişimdi... Artık yalnızca onu bekleyecek sabırla geleceği günü düşleyecektim. Karnım öyle büyümüştü ki onun varlığını gün geçtikçe daha fazla hissediyordum. Sonunda sekiz ay geçmiş ve bebeğimin gelişine bir ay belki de birkaç gün kalmıştı. Onun gelişini düşündüğümde bile kalbim hızlanıyor gözlerim doluyordu. Anne olmak beni epey duygusal bir insana dönüştürmüştü. Düşüncelerim zihnimde susmak bilmezken bir elim belimde bir elim her zaman olduğu gibi bebeğimin üzerinde oturduğum koltuktan kalktım. Bugün uzun zaman sonra kafeye gidecek ve Batu'yu dinleyecektim.

Haftalardır Barlas'ın telaşı yüzünden doğru düzgün dışarı çıkamamış ve evde neredeyse patlayacak raddeye gelmiştim. Her hareketim Barlas'a göre doğurmama yol açacakmış gibiydi. Neyse ki Batu sayesinde bugün Barlas'ı kafeye gitmeye ikna etmiştim. Tabii sahne almamak şartıyla! Bugün Batu söyleyecek ben dinleyecektim ah ne hoş! Ağır adımlarım yatak odasını bulduğunda dolabı açıp içinde ki sayılı elbise de gözlerimi gezdirdim. Evet sayılıydı çünkü maalesef bebeğimle artık çoğu elbisemin içine giremiyorduk. Birkaç gün önce aldığım, şu an ki bedenime uygun, siyah elbise gözüme takıldığında Zafer gülümsemesiyle elbiseyi dolaptan çıkarttım ve ağır hareketlerle üzerimdekilerden kurtulup siyah elbiseyi üzerime geçirdim.

SİRİUSWhere stories live. Discover now