Bitmedi Mi?

31.3K 1.7K 178
                                    


Arabaya bindiğimizde beri Çağınla aramızda gerilimi bitmeyen bir sessizlik vardı. Sadece arabaya bindiğimiz de yolu tarif etmemi istemişti, daha çok emretmişti. Başka da konuşmamıştı. Aramızda oluşan bu sessizliği arada bir benim komutlarım bozuyordu. Yol boyunca ne o benim yüzüme ne de ben onu yüzüne bakmıştım. Korkuyordum ondan. Bana bir şey yapmasından. Eski ailemdeki abim gibi olmasından korkuyordum.

Evimizin sokağına girdiğimde yolda yürüyen eski kız kardeşlerini gördüm. "Kız kardeşin," deyip elimle olduğu yönü gösterdiğimde bakmadı bile. "Şeytan görsün yüzünü." O kadar sert bir nefes vermişti ki yerime daha fazla ne kadar sinebilirdim bilmiyordum. "Şuradaki apartman," dediğimde arabayı yavaşça durdurdu.

Kız kardeşini yolda gördüğüme göre kesin diğer aile üyeleri evdeydi. Bu beni ürkütüyordu. Bana bir şeyler yapabilirlerdi. Çünkü onların hiçbir şeyleriydim artık. Dönüp Çağın'a baktım. Ondan benimle gelmesini istemekten başka çarem yoktu. Ne kadar nefretle baksa da bana belki kabul ederdi. İçimden yalvarırcasına dua ederken ona korktuğun soruyu sordum. "Be..benimle gelmek ister misin?"

Başını bana çevirip gözlerindeki öfkeyi diline indirgedi. "Asla."

Hiçbir zaman ısrar eden bir yapım olmamıştı benim ama bu sefer ısrar etmeye, Çağın'a muhtaçtım. "Lütfen, benimle gelir misin?" Umutla baktım gözlerine.

"Siktirip gidecek misin?" Gözlerindeki nefret kalbimi acıtmadı, ruhumu rahatsız etti. Daha fazla bir şey demeden indim arabadan. Yavaş yürümek istesem de onu daha fazla kızdırmamak adına hızla apartmana yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde son kez ona baktım. Belki kararı değişir de benimle gelir diye. Ama benim olduğum yöne bakmıyordu bile. Kaderime yeniden boyun eğip apartmandan içeri girdim. İkinci katta oturduğumuz için merdivenleri yürüyerek çıktım. Eski evimin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı çaldım.

Bunca zaman annem bildiğim kadın açtı kapıyı. "Senin burada ne işin var." Sessiz sessiz konuşuyordu. İçeridekilere sesini duyurmamak için. "Eşyalarımı almaya gelmiştim." Önce içeri sonra bana baktı. Yol verip içeri geçmemi sağladı. Hiç vakit kaybetmeden hemen odama gittim. El bavulum içine önce çekmecemdeki alerji ilaçlarımı attım. Daha sonra şekerim için olan ilaçlarımı aldım. Kıyafet dolabıma gelince bavulumun alabildiği tüm kıyafetlerimi koydum. Odamın kapısı açıldığında arkamı dönüp gelen kişiye baktım.

"Bitti mi toparlanmam." Bu yaşıma kadar içten içe anne dediğim kadındı benimle konuşan. "Sayılır," dediğimde kitaplığımda duran kitaplara baktım hüzünle. "Merak etme ben kızımdan evinizin adresini alır sana yollarım kitapları." Kurduğu cümleye üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Bunca yıl bana bir kere bile kızım demezken daha bir iki saat önce tanıdığı kıza hemen kızım demişti. Gerçi bakıldığı zaman o kızdı onun kızı, ben değildim. Demek ki bu zamana kadar hissetmiş. Anneler hissederdi değil mi? Çocuklarını hissederdi.

"Teşekkür ederim," diyebildim. Bu evde geçirdiğim zaman boyunca benden en uzak kalan kişiydi annem. Bana hiçbir şey yapmamıştı belki ama en çok onun, bana yapılanlar karşısında susuşları zarar vermişti bana. Onunla ben kitap okumasını çok severdik. Evde sadece ikimiz kaldığında onun dalgınlığına geldiği zamanlar kitaplarla ilgili konuşurdu benimle. Kitaplara çok değer verirdi, okuma zevkini çok severdim. Onunla aramda tek paylaşım kitaplar ve konuları olmuştu. Onun sayesinde tüm yalnızlığımı kitaplarla beraber atlatıyordum. Büyük ihtimalle bu yüzden kitaplarımı bana yollayacaktı.

"Tamam sen işini bitir. Bittiğinde kapını yolunu biliyorsun. Ses çıkarma içerdekiler toplanmasın başına." Odamdan çıktığında arkasından baka kalmıştım. Beni mi düşünmüştü. İlk defa beni düşünmüştü. İçim burkuldu.

AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin