Yoğun Bakım

26.4K 1.3K 184
                                    




İlahi Bakış Açısı

Asil birazdan açacağı kapının önünde derince bir nefes aldı, elleriyle gözyaşlarını sildi. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Kapıyı kapadığında hemen Asinin yanına gidemedi. İçinde yaşadığı vicdan azabı buna izin vermiyordu bir türlü. Yatakta yatan ikizine baktı. İçi parçalandı. Kendisi nefes alabilirken onun makineye bağlı bir şekilde nefes alması nefesini kesti. Elinde olsaydı Asilin, kendi nefesini, nefes sayısını Asiye vermek isterdi.

Yanına adımladı yavaş yavaş. Attığı her adım da Asiye daha çok yaklaşırken, ikizinin yüzünü daha net görürken onun ne kadar kötü bir halde olduğu gerçekliği tokat gibi çarpıyordu yüzüne. Ağlamamak için savaş veriyordu kendisiyle. Bu odaya Asiyi iyi hissettirmek için girmişti ve bunu başaracaktı. Asinin yanına gelmeden odadaki camdan dışarıdakilere baktı. Hepsinin gözünde aynı acı ve aynı umut vardı.

Asil tekrar Asiye baktı. Yanına varmak için son birkaç adımı daha vardı ve onları da attı. Titreyen elini Asinin elinin üzerine koydu. ''Ben geldim canım. Ben geldim Asim,'' titreyen sesine engel olamıyordu. Gözlerinden akacak olan yaşları daha akmadan silmeye çalışıyordu. ''Biliyor musun, sadece senin değil, benim de en sevdiğim kelime, canım, kelimesi,'' her kelimesinin ardından aldığı nefes ciğerlerine batıyordu Asilin, ''Canım, diğer yarım,'' daha fazla ayakta durmadı Asil, dizlerinin üzerine çöktü, ''Ben buradayım Asi, yemin ederim buradayım, yanındayım. Olamadığım tüm zamanlar için özür dilerim. Ama artık buradayım,'' bilediğindeki bilekliğe dokundu, ''Abinle beraber, Cesur abinle birlikte buradayız Asi. Onun yanına gitmek istiyorsun hissediyorum,'' ağlamamak bundan sonrası için daha zordu Asil için, ''Ama gitme, Asi ne olur gitme, bırakma beni, bırakma bizi.''

Gözünden akan yaşa yetişemedi bu sefer Asil. Bir damla da olsun aktı gözlerinden. ''Yemin ederim bundan sonra, bundan önceki acılarını bile yüklerim üzerime gıkım çıkmaz. Ama ne olur bırakma beni Asi. Görüyor musun bilmiyorum ama şu pencerenin arkasındakilerin, en çok da benim sana ihtiyacım var Asi, ne olur bırakma bizi.'' Bir başka yaş daha damladı Asilin gözlerinden önce kendi eline, kendi elinden de Asinin eline kaydı. ''Doğum günümüz bizim. Birlikte geçirdiğimiz doğum günümüz. Son olmasın Asi ne olur son olmasın. Son olmayacaktı hani?'' Asil daha fazla gözyaşını akmaması için defalarca kez gözlerini sildi.

''Sen tutarsın sözlerini. Biliyorum ben, açacaksın gözlerini, yeniden geleceksin bize. Şimdi sadece uyuyorsun. Girdap abim söyledi, uyuyor o dedi, yoruldu çok, ondan uyuyor dedi. Uyu canım, istediğin kadar uyu. Ama uyan sonunda olur mu? Aç o gözlerini, kıskandığım maviliklerini çok özletme.'' Gülümsemeye çalıştı Asil.

Odanın kapısı tıklatıldığında Asil çıkması gerektiğini anladı. Yerinden kalktığında Asiye yaklaşıp alnından öptü, öperken de kokusunu içine çekti. Ondan ayrılmadan kulağına fısıldadı, ''Geri geleceğim, seni ne burada ne de başka hiçbir yerde yalnız bırakmam. Eğer şimdi abinin yanındaysan bile onunla özlem gider ama çok kalma olur mu bana geri dön. Beni yeniden yalnızlıkla sınanmama izin verme Asi. Ben yeniden yalnızlıkla sınanmak istemiyorum. Kendimi bir daha bu kadar bütün hissedemem. Senden sonra ben değil sadece o pencerenin arkasındaki kimse toparlanamaz. Uyan, bize geri gel, istediğin her şeyi yap, gıkım çıkmaz, çıkaranında karşısına dikilirim. Senin için her şeyi yaparım. Seni çok seviyorum ikizim, her şeyden, herkesten çok.''

Asil ikizinden ayrılıp arkasını döndüğü anda gözlerinde yaşlar firar etti. Odasından çıktığı anda ise kapıda yığılıp hüngür hüngür ağladı. ''Öylece yatıyor, ruhu ondan alınmışçasına,'' hıçkırıklarının arasından konuşuyordu, ''Nefes bile alamıyor abi,'' önünde diz çöken Girdaba sıkıca sarıldı Asil. ''Benim canım, diğer yarım ben ona nefes bile olamıyorum abi,'' Asilin bütün kelimeleri herkesin gözlerinin dolmasına yetmişti.

AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin