Saat 8'den Sonra

15.5K 1.3K 943
                                    




Sabahtan beri annem evin içerisindeki herkesi emirleri altına almış bir orya bir buraya koşuştururken, anneme dayanamayan herkes bir bir evden kaçıyordu.

Anneme dün gece yaptığımız planı anlattığımızda, annem evden ilk Rüzgarı kaçırtmıştı, ondan sonra biz tekrar planın üzerinden geçerken, diğer abilerim de bir bir evden gitmişlerdi daha fazla annemin gazabına uğramamak için. Evde babam annem ve ben kaldığımız da, annem yukarlara bakmaya son kez çıkmışken, babam kollarının arsına beni almış, ''Kızım bence bizim de kaçma vaktimiz gelmiştir,'' dediğin de, babamla birlikte usul usul kapıya kadar gelmişken, annemin sesi bizi durdurmuştu.

''Siz, ikiniz, baba kız, nereye gidiyorsunuz,'' diyen annemin sesi, daha çok canınızı okurum sizin, der gibi çıksa da, babamla birbirimize bakıp daha sonra anneme en sevecen halimizle bakmıştık.

''Ama anne anlattım ya, Rüzgara yapacağımız sürprizi, benim şimdi pasta almam lazım daha hediye bakacağım anca yetişir,'' dediğim de anneme süt dökmüş kedi gibi bakıyordum.

Annem gözlerinin içindeki parıltıyla bana bakarken, ''Sen nereye gidiyorsun hayatım,'' dediğin de babama, gözlerindeki parıltı sönmüş, kaşlarını kaldırmıştı, sesini tehdit tonuna çevirmişti.

''Canım karıcım, kızım şimdi ne hediye alacağını bilmediğinden bende ona yardımcı olmaya gidiyorum,'' dediğinde babam, annemin gözleri bana kayarken, anında babamın kollarının altından kaçmıştım.

''Yalan anne, vallahi yalan,'' derken, babamın gözlerinin içine şirince bakmaya çalıştım, ''Ben ne alacağımı buldum,'' derken çaktırmadan ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum.

''Demek beni satıyorsun kızım,'' diyen babama baktığımda, ''Aşk olsun babacım, ne satması, yanlışını düzeltiyordum sadece,'' dediğimde annemin azabını kendime hiç çekemezdim.

''Tabi, tabi annenin azabından kaçıyorsun,'' değil mi dediğin de babam, ''Ben size azap mı çektiriyorum yani,'' demişti annem.

Ben, eyvah, dercesine babama bakarken, babamın yüzü panikten kıpkırmızı olmuştu bile, ''Yok hayatım ben öyle demek istememiş,'' diyemeden babam, annem sözünü kesmişti, ''Özrü kabahatinden büyük.''

Annem bana gülerek döndüğünde, ''Sen git kızım, ben o yanındaki adama ne yapacağımı çok iyi biliyorum,'' yanımıza adımlarken annem, zavallı babama bakmıştım.

Omuzları çökmüş bir vaziyette, ne yaptım ben, dercesine bakarken bana, babama sımsıkı sarılmıştım, ''Kazan mübarek olsun babacım, Allah yar ve yardımcın olsun,'' derken, sessizce kahkaha atıyordum. ''Amin kızım, amiin. İnşallah akşama bir baban kalır,'' dediğinde babam, artık kahkahamı daha fazla tutamamıştım.

Babamdan ayrılıp, yanağından kocaman öperken, ''Çok seviyorum seni baba,'' dediğimde, ''Bende çok seviyorum seni, kızım benim,'' demişti babam.

Annem yanımıza geldiğinde, ''Bana yok mu,'' dediğin de önce sımsıkı sarılmıştım anneme. Annem de babam gibi sarılıp kokumu içine çektiğinde, ''Canım kızım,'' dediğinde yanaklarından öpmüştüm annemi. ''Kocaman seviyorum annem seni de,'' dediğim de annem yüzündeki gülümsemeyle, ''Bende kocaman seviyorum kızım seni,'' demişti.

Evden çıktıktan sonra, son bir kez daha dönüp annemle babama baktığımda ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha farkına varmıştım.

Tüm gün boyunca Rüzgarın hediyesi için uğraşırken, en sonunda istediğim gibi yaptırtabilmiştim. Şimdi elimde onun için yaptırttığım şeye son kez bakıyordum.

Rüzgarda eve geldiğim de beri en dikkatimi çeken şey taktığı saatler olmuştu. Kendi çapında küçük bir saat koleksiyonu vardı. Yakın zamanda bir konuşmamız da almak istediği bir saati göstermişti bana, şimdi istediği o saat elimdeydi ama o saati daha özel kılacak bir şey yaptırtmıştım.

AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin