Tanışma

29.3K 1.5K 333
                                    


Tüm gece boyunca duyduğum bağırışlar yattığım yataktan kaldırmıştı beni. Bulunduğum katın merdiven başına oturup dinlemiştim onları. Daha çok o bağırtılarının arasında ki korkularını dinlemiştim. Tüm gece içlerin de tek biri ağzını açıp bir şey dememişti, Çağın. Hepsi onun önünde siper olur gibi onu Asrına savunurken yeri geldiğinde karşısına dikilip hesap da sormuşlardı. Ama aldıkları cevap koca bir sessizlik olmuştu.

Bütün cevapsız soruların sonun da hepsi koca bir sessizliğe gömülmüştü. O gömüden onları çıkaran bu sefer Ege olmuştu. Ege beni anlatmaya başlamıştı, benim abisini nasıl kurtardığımı anlatıyordu. Neden bunu yaptığını anlayabiliyordum. Küçücük yüreğiyle beni kabul etmeyenlere karşı beni kabul ettirmeye çalışıyordu. Benim için savaşmak istiyordu. Benim için savaşıyordu.

Yerimden kalkıp merdivenlerden adımlamaya başladım. Giderek onlara yakınlaşırken Egenin benim için sarf ettiği cümleler de bitiyordu.

Egenin cümleleri bittiğinde ben onların bulunduğu odaya adım attım.

''Çocuk adam,'' dediğim de tüm gözler üzerime çevrildi. Hepsinin gözlerinde ezbere bildiğim uykusuzluk cirit atarken ben Egeye baktım. ''Abla,'' dediğinde oturduğu koltuktan koşarak yanıma geldiğinde sımsıkı sarıldı. Ona sarıldığımda kulağına fısıldadım, ''Benim için yapmaya çalıştığının şeyin farkındayım. Yapma ablam. Benim için savaşmana gerek yok. Ben kendim için savaşırım.'' Hiç itiraz etmeden başını olumlu anlamda yavaşça benim anlayabileceğim şekilde salladı.

''Sen uyumadın mı?'' Ege benden ayrılırken, pencerenin orada dikilmiş soruyu bana yönelten Asrına kaydı gözlerim. ''Biz mi uyutmadık seni?'' Bana yönelttiği sesi eskisine nazaran daha yumuşaktı, gözleri bile daha ılımlı bakıyordu bana.

Ona cevap vermediğimde Çağan söze girdi. ''Abim, iyi misin?'' Çağana kaydırdım gözlerimi ardından cevap verdim. ''İyiyim abi, sen, siz iyi misiniz?'' diye sorarken Girdap, Ali, Demir, Asilin üzerinde gezdirdim gözlerimi diğerlerine bakmak içimden gelmiyordu. Hepsi de bunun gayet farkındaydı.

''Herkes odalarına çıksın bir iki saat uyusun. Annemle babama olayları ben anlatacağım. Ben onlara olanları anlatırken Çağın bey sen de yanımda olacaksın. Ayrıca Lodos ve Poyraz abim geldiğinde olanları bir bir sen anlatacaksın Çağın. Kimse tek bir kelime dahi etmeyecek. Anladınız mı beni.'' Diyen Asrına kimse karşı çıkmamıştı.

Cebimdeki telefon çalmaya başladığında yeniden bütün gözler üzerime çevrilmişti. Hepsini es geçerek çalan telefonu cebimden çıkardığımda Savaş abimin aradığını gördüm. Hızla telefonu açtığımda, ''Abim,'' diye söze girmiştim. ''Geldin mi, burada mısın gerçekten,'' yüzüme yansıyan mutluluğun sesime yansıdığına da emindim. ''Olur abim, hemen gelirim ben. Bende seni çok özledim,'' dediğimde birden eğdiğim yüzümü kaldırdım. ''Tamam abim çok dikkat ederim hiç merak etme. Sende çok dikkat et. Şimdi çok öpüyorum geldiğimde çok daha fazla öperim.''

Telefonu kapattığımda Çağan abime baktım. ''Savaş abim gelmiş, onunla görüşmeye gitmek istiyorum. Gidebilir miyim abi,'' diye sorduğumda kalakalmış bana bakıyordu. Normal de şu an en büyükleri Asrın olduğu için ona sorardım ama aramızda olanlardan dolayı Çağan abime sormayı tercih etmiştim.

''Sen şimdi benden izin mi istiyorsun,'' diyen Çağan abimin lafını Girdap abim bölmüştü. ''Ne yani şimdi ben bir ilki mi daha mı kaptırdım. Asişkom, benden neden izin istemiyorsun?'' ortamın havası yavaş yavaş dağılırken yüzüme minik bir tebessüm yerleştirdim. ''Çağan abim senden büyük diye ona sordum ama o olmasaydı burada sana sorardım,'' dediğimde Girdap abim yanındaki yastığı Çağan abime atıp, ''Abi çok affedersin ama şu an bu ortamı terk edip gider misin, asişkomun benden istemesi gereken izin meselesi varda.''

AilemWhere stories live. Discover now