Kabul Görmeme

32.7K 1.7K 330
                                    


Ev çoktan sessizleşmişti. Ağrılarımdan değil ama aklımda Asil olduğundan uyuyamıyordum. Çağından korkmuyordum ama Asilin odasında beni görüp de ev halkını özellikle de Rüzgarı başımıza toplasın istemiyordum. İçimdeki düşünceyle savaş verirken ayaklarım çoktan kapının yolunu tutmuştu. Sessizce açtığım kapımı sessizce kapamıştım. Hemen yanımdaki odanın Asile ait olduğunu biliyordum. Yavaşça tıklattığımda herhangi bir ses gelmemişti. En azından odanın boş olduğunu biliyordum. Kapıyı aynı benim kapım gibi yavaşça araladım. Başımı araladığım yerden içeri doğru uzatırken Asilin uyumadığını öylece tavanı izlediğine şahit oldum. ''Aynı benim gibi çalıyorsun kapıyı.'' Konuşmasını hiç beklemiyordum. ''Girebilirsin kapıda dikilme'' dediğinde gözlerini tavanından çekip yatakta doğrulmaya çalıştı. ''Kalkmana gerek yok, ben sadece seni merak etmiştim,'' fısıltıyla konuşurken cümlemin sonuna doğru iyice kısmıştım sesimi.

Asil de en başından beri bana tepkisiz kalan, görmezden gelendi. Üzmüyordu bu beni. Demir de öyleyken şimdi beni kabul ettiğini görebiliyordum. Asilin de böyle olmasını hatta belki de en çok Asilin beni kabul etmesini istiyordum. O benim hiç tamamlanmamış yarımdı, tamamlanmak istiyordum.

Yatakta doğrulduğunda bende odanın içine girmiş öylece dikiliyordum. Rahatsız olmaması için odayı bile incelemiyordum. Ama gördüğüm kadarıyla benim odam bembeyaz iken Asilin odası simsiyahtı. ''Sen iyi misin?'' diye sorduğunda gözlerine baktım. ''Korktum sadece,'' diyebildim.

''Korkma, korkulacak bir durum yok, alıştım artık.''

İçimden binlerce kez özür diliyordum Asilden, ona söyleyemediklerimden, ona yaşattıklarımdan dolayı. ''Sen bir şey hissediyor musun Asi?'' Hissettiklerinin aslında tamamıyla benim acılarım olduğunu bilse, vücudumu görse tepkisi ne olurdu acaba. ''Asi,'' dediğinde yere indirdiğim gözlerimi yeniden gözlerine çıkardım. ''Ben, sen öyleyken, hissettim, yani senin kadar olmasa da bir şeyler hissettim. Aynı akşamdan beri içimde hissettiğim bu huzursuzluk gibi, benden çok sana ait içimdeki huzursuzluk.''

''Seni merak ettiğimden huzursuzdum,'' demesini hiç beklemiyordum. ''Bende seni merak etmiştim ama gelemedim. Dinlenmen gerektiğini söyledi Çağan, rahatsız etmek istemedim.''

''Ama sonunda buradasın.''

''Daha fazla içimde hissettiğim huzursuzlukla baş edemedim, özür dilerim rahatsız ettiysem.''

''Hayır, gelmen iyi oldu. Seni gördüm,'' söylediği her şey yüzümde yeni şaşkınlıklar yaratıyordu. Asil de sanki beni kabul ediyor gibiydi.

Bir şey diyecekken kapı çaldığında içimden umarım Çağan gelmiştir diye geçirdim. ''Abim,'' lafını duymamla Çağının geldiğini anladım ama arkama asla bakmadım. Kapı sert ama yavaş kapanınca, ''Bunun ne işi var burada.''

''Abi, lütfen.''

''Ne lütfen Asil, ne oldu sabah bitiremediği işi şimdi mi bitirecek.'' Oysaki biliyorlardı benim hiçbir şey yapmadığımı.

''Asi hiçbir şey yapmadı daha ne kadar açıklamam gerekiyor abi,'' Asilin beni koruması istemsizce gözlerimi doldururken, suçumun olmadığını söylemesi, demek ki olanları diğerlerine de anlatmıştı. ''Ben gideyim artık, sen daha fazla yorma kendini,'' dediğimde Çağında geç kalmamıştı laf sokmaya. ''Geç bile kaldın, ne işin varsa bu odada. Kimsenin gelmemesi söylenmişken hem de.'' İkimizden de Çağına bir tepki gelmemişti.

Asile karşı ''İyi geceler,'' dedikten sonra onun da bana ''İyi geceler,'' mırıltısını duymuştum. Arkama dönerken Asilin tavanı çekti dikkatimi. Oradan yansıyan ışıklar. Tavanı gökyüzü gibiydi. Onun ve benim gözlerimizin rengini andırıyordu. Tavanında bir sürü yıldız vardı. Asil gökyüzünü tavanına resmetmişti, çok hoşuma gitmişti.

AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin