Karar

18.3K 1.1K 201
                                    




Annemle, babam odamdan çıktıktan sonra çalışma masamın çekmesinden bunca yıldır diğer evde, kendim için toplayabildiğim bütün kanıtların olduğu dosyayı aldım elime. Bu dosya benim kurtuluşum olacaktı o evdeki herkesten. Bu dosya benim onca susuşlarımın çığlığı olacaktı. Bu dosya tüm her şeyden kurtaracaktı beni.

Dönüp bir daha arkama bakmak zorunda kalmayacaktım. Bedenimi gördüğümde zihnime düşen tüm anı karelerini bir çırpı da yok sayabilecektim. Çünkü bu sefer kazanan onlar değil de kazanan ben olacaktım. Bu sefer onlar bana değil de ben onlara soracaktım bana yaşattıklarının hesabını. En önemlisi de abimin hesabını sorabilecektim. Kardeşimin katili olmadığımı bas bas bağırabilecektim yüzlerine.

Katil ben değildim.

Katil onlardı.

Hepsinin yüzüne vurabilecektim bunu.

Asansöre binip aşağıya indiğimde salona doğru ilerlerken kimseden ses seda çıkmıyordu. Salonun kapısından adımımı attığımda, gelenlerin sadece Ahmet babam ve Savaş abim olmasını beklerken, dedem ve Arın abi de gelmişti.

Elimdeki dosyayla hepsine bakarken dedem yerinden kalkıp yanıma gelmişti, yüzündeki tebessümle sarılmıştı bana. Bana bakarken gözleri asla boynuma kaymadı, sadece gözlerimin içine baktı. ''Canım torunum, iyi misin?''

Dedeme sarıldığım da, ''İyiyim dede,'' diyebildim, sesimin iyi çıkmasına özen göstererek. Dedem benden ayrıldığında alnımdan öpmüştü, ''Sen Ali Karacanın torunusun, tabi ki de iyi olacaksın, benimki de soru işte,'' dediğinde dedemin yüzüne tebessümle baktım.

''Baba acaba birazcık kenara çekilsen de bende sarılsam güzel kızıma,'' diyen Ahmet babama baktığımda, ''Yalnız abi o senin değil benim kızım,'' diyen babamın sesindeki kıskançlık duyulmayacak gibi değildi.

''Konuşma oradan zevzek zevzek, abine laf yetiştirme,'' dedem benden ayrılıp yerine oturduğunda Ahmet babam sarılmıştı bana. ''Yanındayım biliyorsun değil mi Asim,'' dediğinde bir cevap veremedim Ahmet babama, sadece başımı sallayabildim.

Ahmet babamda benden ayrıldığında hemen Savaş abim geldi yanıma, ''Güzeller güzelim.'' Başka hiçbir şey söylemedi Savaş abim. Sadece sarıldı. Sarılarak bana söylemek istediklerini hissettirdi. Hep böyle yapardı.

Savaş abimde benden ayrıldığında karşıma Arın abi geçti, ''Güzellik uykusu yaramış sana ne dersin,'' dediğinde yüzündeki tebessüm boğazımda bir yumruğa neden olmuştu. Kollarını bana sarılmak için açtığında onun bana gelmesinden önce ben ona gitmiştim.

Ne dedem, ne Ahmet babam, ne Savaş abim, ne de Arın abim boynum hakkında hiçbir şey sormamışlardı bana.

Arın abime sarıldığımda kulağına fısıldadım. ''Teşekkür ederim abi, o gün o odada, Savaş abimi ayakta tuttuğun için, diğer herkesi toparlamaya çalıştığın için teşekkür ederim.''

Aynı şekilde Arın abimde benim kulağıma fısıldamıştı, ''Asıl ben teşekkür ederim güzellik, bize geri geldiğin için.''

Arın abimle birbirimizden ayrıldığımız da, ''Asi,'' demişti bana, gözlerinde ufak hüzün tanesi varken, ''Ben yaşadıklarının bir kısmını öğrendim. O gün, o akşam, Barışın söyledikleri, Barış adına çok özür dilerim senden, gerçekten daha fazla ne diyeceğimi bilmiyorum. Ama babamım ve Savaşın senin için yaptıkları, yapmaya çalıştıkları şey için de gurur duyuyorum,'' dediğinde gözlerindeki hüzün taneleri silinmişti.

''Ahmet babam,'' dediğim anda babamdan bir öksürük sesleri yükselmeye başladığın da istemsizce gülmüştüm, ''Yani amcam,'' dediğimde de bu sefer Ahmet babamdan öksürük sesleri yükseldiğinde, ''Öksürüğünüz de boğulun evlatlarım oldu mu? Torunumu bir konuşturmadınız. Vallahi bu yaşta, bu halimle alacağım sizi ayağımın altına, bastonumun tadına bakacaksınız.''

AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin