Maalesef

86 13 0
                                    

Gece Han'ın yanına gitmemin ardından bir mesaj dahi atmamıştı. Neden sinirimi bozuyordu bilmiyorum ama bozuyordu işte. Tanımadığım bir adam için gece 1'de sokağa çıkmam bile aptallıktı. Ancak bana neden sinirli olduğunu düşünüp duruyordum. Üstelik hala dün konuşmamızda gerçekleşen o gümbürtü için aklımda senaryolar uydurup duruyordum. Bana en mantıklı gelen teorim ise şu;
Uzun zaman önce aldığı bir borç parayı ödemesi gerekiyor. Borç aldığı kişi ise belalı bir tip olduğu için sürekli Han'ı sıkıştırıyor ve o telefon konuşmasındaki adam da oydu. Gitmeme üzülmesinin nedeni ise açıkça görülmekte ki, para. Tek derdi para olan bir şerefsiz olduğunu düşünüyorum. Evet. Şimdilik aklımda dönen senaryo bu.

Kapımı tıklattıktan sonra içeri giren anneme döndüm. Hafifçe gülümsedi ve yanıma gelip oturdu.
"Sorun ne?" bir sorun olduğu açık ve net bir şekilde suratından okunuyordu.
Başını hafifçe iki yana salladı. "Her şey yolunda." dedi. Kesinlikle ters giden bir şeyler vardı. "Dr. Han beni aradı." dediğinde çenem kasıldı.
"Ee?"
"Seni bugün kliniğe çağırıyor." dedi.
"Ona kliniği bıraktığımı söylemiştim, derdi ne bu adamın?" diye söylendim.
"Henüz kaydın silinmedi, yani hala kayıtlısın, tatlım."
Derin bir iç çekerken annem başını yana yatırıp söyleyeceklerini bekledi.
"Bugün kliniğe gideceğim, ama o herifle görüşmek için değil, kaydımı sildirmek için gideceğim."
Annem kaşlarını çattı. "Yeni bir yer bulana kadar oraya gidiyorsun." dedi.
"Anne. Ben 23 yaşındayım. İnsanlar benim yaşımdayken yeni eve çıkıyorlar, ülke geziyorlar." Kollarımı iki yana açtım. "Bense bu eve tıkılıp senin dediklerini yapıyorum. Ben bebek değilim."
Ayağa kalktığında bende kalktım, karşısına dikilmiş söyleyeceklerini bekliyordum.
"Senden hiçbir zaman burada yaşaman için istekte bulunmadım. Başka bir ev mi istiyorsun? O halde bana söylemen lazım. İletişim kurmadan seni anlamamı bekliyorsun, bunu yapamam, Minho. Süper gücüm falan yok."
Buna asla izin verecek birisi değildi. Ayrı eve çıkma konusunu daha önceden açmıştım ve bu konuda fikirlerimiz uyuşmuyordu.
"Ne yani, gitmek istediğimi söylesem izin verecek misin?" dedim cevabını bile bile.
"Artık bir yetişkinsin, iznime ihtiyacın yok. Yani evet, gitmekte özgürsün."
Sözleri sanki beni bu evde istemiyormuş gibi sert ve keskindi.
"Pekâlâ." dedim. "Yeni bir ev güzel olabilir." dedim soğuk bir şekilde. "Bu durumda psikologa falan gitmiyorum." diye ekledim.
"Ne istiyorsan yap, ama o kliniğe git. Parasını ben öderim." dedi tek sorun paraymış gibi. Ardından odamdan çıkıp gitti.

Bilgisayarıdan kiralık ev ilanlarına bakarken Han'dan bir mesaj geldi.

Psikopat Herif: Geliyor musun?
Ben: Maalesef.
Psikopat Herif: Sanırım bu evet demek.
Ben: Maalesef.
Psikopat Herif: Tamam, şimdiden bu uzun ve farklı cevapların için teşekkürler.
Ben: Tm. Bay.
Psikopat Herif: Gelirken telefonunu da al, translate'e ihtiyacım var. Ne diyorsun anlamıyorum.

Hafifçe sırıttım ve herhangi bir cevap yazmadan telefonu kapatıp ev ilanlarına döndüm.

Uygun bir kiraya bir ev bulmuştum. Ancak bir ev arkadaşım olması şartıyla. Buna alışmam zaman alabilirdi ancak sorun olacağını sanmıyordum. İlandaki telefon numarasını aradım ve olası oda arkadaşımla tanışmak için yarına bir buluşma ayarladım.

En Dipte Olmak | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin