Bunu Ben Yapmadım

24 5 1
                                    

Titreyen kırmızıya boyanmış ellerimin arasındaki bıçak yere düştüğünde bir rüyadan uyanmış gibiydim. Sadece ellerim değil, tüm vücudum titriyordu. Sanki göğüsüne bıçak saplanan benmişim gibi nefes alamıyordum. Ellerimi ondan kurtulmak istercersine üstümdeki açık gri tişörte sildim ve Hyunjin'in ölü bedeninden kaçmak ister gibi ondan uzaklaşmaya çalıştım. Hayır, kaçmaya çalıştığım o değildi. Kendimden kaçmaya çalışıyordum. Kendimden kurtulmayı ve bedenimi terk etmeyi umuyordum. Ayağa kalkmaya çalışırken gözlerimi ondan ayıramıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Etrafıma bakındım. Koca yurtta yalnızdım.
"Hyunjin?" sesimde bir nebze duygu yoktu. Hangi duyguyu hissetmem gerektiğini şaşmıştım çünkü. 
"Hyunjin?" diye tekrarladım. Cevap yoktu. Cevap vermeyecekti. Göğüsünde üç farklı bıçak izi vardı.
"Hey!" diye bağırdım. "Bunu sana kim yaptı?"
Ellerime baktım. Hala kan izi duruyordu. Şimdi ise beyaz fayansı kaplıyordu koyu kan. "Hayır," dedim "bunu ben yapmadım."
"Ben yapmadım." diye tekrarladım. Sanki onu öldürdüğüm gerçeğini bu şekilde değiştirebilirmişim gibi tekrarladım. Hiçbir şey değişmeyecekti. Onu öldürmüştüm ve şimdi bir katildim.

Yaklaşık bir saattir yerde oturmuş Hyunjin'in kanlı vücudunu seyrediyordum. Şimdi ne olacaktı?
Hapse girecektim.
İnsanlar benden nefret edecekti. Han benden nefret edecekti. Felix, Changbin... hepsi benden nefret edecekti. Annem kendinden tiksinecekti. Bir katil doğurduğu için kendinden nefret edecekti.
Hayatım bitmişti.
Yıllardır derinliklerde boğulurken en sonunda kendi hayatımı sonlandırmıştım. Sadece kendi hayatımı değil, yaşamayı uman birisini, geleceği olan birisini hayatından almıştım.
Şimdi ne yapacaktım? Öylece yakalanmayı mı bekleyecektim. Yeterince nefessiz kalmıştım, ölme zamanım çoktan gelmişti. Ama Han'ı düşününce... Ben yaşamak istiyordum. Onun yanından ayrılmak istemiyordum bu yüzden pes edemezdim. Bu aptallık olurdu.
Büyük bir hata yapmıştım. Berbat bir hataydı bu. Bunu telafi edemezdim ama sonuçlarından kaçabilirdim. Bu yüzden yerde uzanan cesedi omuzlarından tuttum ve kaldırdım. Nereye götürecektim ki? Ne yapacaktım onunla?  Bir an için vazgeçmeyi ve birileri beni görene kadar dikilmeyi düşündüm. Bu düşünceyi Han için unutmayı seçtim ve onu odama doğru taşıdım. Yatağımın altında bir çekyat vardı. Ancak orada ne kadar süre dayanabilirdi ki? Onu yurttan dışarıya çıkaramazdım, başkasının odasına koymak ise saçmalıktı. Tek seçeneğim kendi odamda bir yere saklamaktı. Bu tüylerimi ürpertse bile en iyi seçenek çekyattı. Hyunjin'i yere bıraktım ve bir süre dikildim.
Ben ne halt ediyordum lan?
Etrafıma göz gezdirdim. Sanki oyalanırsam bunu yapmama gerek kalmazmış gibi oyalandım. Ama zamanım yoktu. Her an birileri gelebilirdi.
Bu düşünceyle hızlandım ve yatağımın üstünü kaldırdım. Bir tabut gibi duran bu korkunç yere onu koyamazdım. Hayır. Bunu yapmak istemiyordum. Ben bir katil değildim. Bunu ben yapmamıştım. Öyleyse neden kaçıyordum?
Yıllarca kendime zarar vermiştim, pekâlâ bu sorun değildi, ama hiçbir zaman başkasına zarar vermemiştim.
Kapı zilini duyduğum an irkildim ve elim ayağım titrerken hızla onu çekyata yatırdım. Üstümdeki kanlı tişörtü çıkarıp temiz bir şey giyerken kalbim korkudan deli gibi hızlı atıyordu. Çekyatı kapamalıydım. Hyunjin'in üzerine kapatmalıydım...
Dişlerimi birbirine bastırdım ve gözlerimi kapatıp çekyatı kapattım. Zil bir kez daha çaldığında salondaki kan birikintisi aklıma geldi koşar adımlarla salona gittim ve Hyunjin'i öldürdüğüm bıçakla koluma daha önce yapmadığım kadar büyük bir yara açtım ve akan kanı hafifçe koluma yayıp uzun süredir kanıyormuş gibi bir görüntü verdim. Ne kadar işe yarardı bilmiyorum ama bu kanı temizlemekten daha hızlıydı. Tuvalete gidip bir havluyu koluma sardım ve derin nefes alıp kapıyı açtım. Şimdi insanların yüzüne bakmak çok daha zor geliyordu.


Yazar Notu:
___________________________
Kendimi katil gibi hissediyorum...

En Dipte Olmak | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin