Yulafı Seviyorum

36 7 1
                                    

Tüm ekip toplandık ve her zamanki kafeye gittik. Ellerimin arasındaki soğuk americano bardağı ellerimi hissedemeyeceğim kadar üşütmüştü ellerimi. Yinede bardağı bırakıp yanımda oturan Han'ın sıcak ellerine tutunmadım.
"Saçına ne yaptın lan?" diye sordu Changbin saçlarımı karıştırıp. Ona bir bakış attığımda saçlarımı karıştırmayı bırakıp okşayarak saçımı düzeltti.
"Niye herkes bir tek saçıma odaklanıyor ve?"
"Çünkü garip." dedi Felix bakışlarını kafama dikip.
"Ben sevdim." dedi Han.
"Teşekkürler!"
"Niye boyattın ki?" diye sordu Changbin. Derin bir nefes aldım.
"Çünkü beleş! Ve neden olmasın?"
"Beleşçi." dedi Felix gülerek. Han da güldü ve onaylar gibi başını salladı. Gözlerimi devirdim.
"Sadece şansımı değerlendirdim."
"Evet. Sadece Japonya'nın en pahalı kuaföründe saçını beleşe yaptırdı." dedi Han dalga geçerek.
Felix ve Changbin aynı anda gözlerin kocaman açıp "Ooo," dediler. "Tam bir beleşçisin."
"Üç ay boyunca hiç görüşmedik ve şimdi beleşçi olmam dışında konu açmayı dahi düşünmüyorsunuz, öyle mi?" dedim kahvemden bir yudum aldıktan sonra.
"Önemli bir konu ama." dedi Changbin ukala bir sırıtışla. "Tamam, tamam. Eğitim nasıldı bundan bahset." diye ekledi en sonunda. Aslında bu konuyu konuşmaya hevesli değildim, lafın gelişi öyle demiştim. Nasıl olsa bu üç ay içinde birisini öldürmüştüm. Büyük bir olay sayılırdı.
"Yorucuydu." dedim sadece. Üçü de devamını bekler gibi bana baktı.
"Eee, başka?" dedi Felix.
"Bu kadar." dedim ve omuz silktim.
"Kanka sanki biraz fazla detaya girdin ya." diye alay etti Changbin.
"Ne anlatayım, öğlene kadar hiçbir bok yemeden manyak gibi dans ettikten sonra o açlığın üzerine bize at yemi verdiklerinde yaşadığım hayal kırıklığını mı betimleyeyim?"
"Yulafla çok güzel bir kurabiye tarifi biliyorum." dedi Felix. Konuyla bağımsız olarak yaptığı bu yoruma karşı hepimiz ona bir bakış attık.
"Ne? Yulafı seviyorum, tamam mı?" diye savunmaya geçti Felix.
"Ben de seni seviyorum, onu n'apcaz?" dedi Changbin kolunu Felix'in omzuna atıp. Changbin'in yersiz bir şekilde -ve iğrenç bir şekilde- Lix'e yavşamasıma kaşın yüzümü buruşturdum. Han'ın da aynı yüz ifadesiyle ikiliye bakarken ne kadar tatlı göründüğünü fark etmemle, tüm dikkatim dağılıp yüzümdeki ifade tatlı bir sırıtmaya dönüştü.
Onunla olduğum için mutluydum. Beni sevdiği için mutluydum.
Yaptığım şeyi bilmediği için ise şükrediyordum.

En Dipte Olmak | Minsung ✓Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang