Paramparça

28 5 0
                                    

Hyunjin'den kurtuduğum için sırtımdan büyük bir yük kalkmıştı. Ama ondan kurtulduğumu düşününce göğüsüme bir ağrı giriyordu. Ondan sahiden kurtulmuştum. Elbette bu sırada polisler olayın ciddiyetini farkına varmıştı. Bu beni bir nebze germiyordu. Gergin olmam gerekirdi, ama değildim. Bu tuhaftı. Sanki onu öldüren ben değilmişim gibi rahattım.
Profesyonel değildim. Mutlaka arkamda bir delil bırakmış olmalıydım. Gözümden kaçan bir şey olmalıydı mutlaka. Yakalanabilirdim. Gergin olmak yerine rahat olmam sinirimi bozmuştu, evet iyi bir şeydi benim için ama bu duygusuz olduğumu gösterirdi sonuçta.
Derin bir iç çektim.
Ciğerim dün gece kazdığım ıslak toprak kokusuyla doldu.
Gözlerimi kapattım.
Gördüklerim karanlık bir ormandan ibaret oldu.
Şimdi ise temiz yatağımda, aydınlıkta uzanıyordum. Penceremden esen temiz rüzgar bile bana ölüm kokusunu andırdı. Uzandığım bu rahat yatak bir mezardaki kadar sert toprağı andırdı.
Göğüsüm ise karanlık gölgeler ve kötü ruhlar içinde boğuluyormuş gibi nefessiz kaldı. Aldığım nefesler beni daha çok boğdu. Daha çok nefessiz bıraktı.
Koluma baktım. Hyunjin'i bıçakladığım gün koluma açtığım yara izi hala gözle görülür haldeydi. Elbette görünecekti. Bu yara ömür boyu gözümde bir yara olacaktı. Bana bir insanı öldürdüğümü her defasında daha sert bir darbeyle hatırlatacaktı.
Düşüncelerim nefesimi titretti. Ne zaman bu hale gelmiştim ben? Ne zaman bir canavara dönüşmüştüm ben?
Bir insan yaşadığı nefrete dönüşebilir miydi?
Nefret ettiği şeye, bir katile, dönüşebilir miydi?
Bir caniye?
Ben cani bir katildim. Hayatım boyunca nefret ettiğim o cani pislikler kadar kötüydüm. Beni böyle birisi yapan neydi? Neden bu duruma düşmüştüm?
Ben, neden bunu yapmıştım?
Neden?
Böyle olmayı ben istememiştim. Hayır. Asla istememiştim.
Önce paramparça edilip sonra ise teker teker birleştirilmeyi ve bir canavar olmayı, bit katil olmayı, ben istememiştim.

Ancak odama birisi girdiğinde gözlerimi açma cesaretinde bulunabilmiştim.
"Bay Kwak pratik odasına çağırıyor. Herkesi."
"Tamam, teşekkürler." diye mırıldandım.
"Dün gece iyi geçmedi mi?" diye sordu Jeongin kapı kenarına yaslanarak. Burkuk bir gülümseme sunabildim ancak ona.
"Gerçek manada sevebileceğim birisini buldum. Ama o olduğunu sanmıyorum."
"Bulduysan sorun yok." dedi geniş bir gülümsemeyle.
"Haklısın, yok. Sadece huzursuz gibiyim." dedim iç çekerek. Sanki kalbim atmıyor gibiydi. Ya da kalp krizi geçiriyor giydim. Nefes alamıyordum. Alsam bile yeterli gelmiyordu ciğerlerime.
"O halde dans edelim. Dans etmek iyi gelecektir. Ayağında iyileşti, öyle değil mi?"
Başımı salladım ve yerimden kalkıp onunla birlikte pratik odasına öldürücü bir dans provası için gittim.



En Dipte Olmak | Minsung ✓Where stories live. Discover now